11 kişilik ilk grup Sao Paulo’ya uçtu. Bu akşam yerel saatle 20.30’da Brezilya’ya inecek grup geceyi Sao Paulo’nun Republica Meydanı’nda bulunan Downtown Hostel’de geçirecek.Perşembe günü akşamı ise yataklı otobüs ile İguaçu yolculuğu başlıyor.Haftasonu Buenos Aires’te ise gruba 5 kişi daha eklenecek.Yarından itibaren Baran ve Erdem geziden tüm gelişmeleri yazacakları notlar ile bizimle paylaşacaklar.Bu yazman ekip yazacakları notlara yapılacak her 4 tık için Varuna Gezgin-Cafe del Mundo’dan 1 euro destek bütçe elde edecek. Gelişmeleri merakla bekliyoruz.
İsterseniz grubu kısaca tanıyalım.
Baran Binboğa: Varuna Gezgin’i temsilen tüm gezi boyunca grupla birlikte olacak olan Baran , Anadolu Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve Cafe del Mundo’nun ortaklarından. Uzun yıllar bulunduğu Anadolu Üniversitesi Turizm Kulübü Başkanlığı görevi sırasında yaptığı karadan Eskişehir-Kahire, Hindistan-Nepal ve Tayland, Laos, Vietnam, Kamboçya gezileri ile Üniversite gezilerinde ayrı bir çığır açmıştır. 24 yaşına rağmen sırtçantası ile gezdiği 42 ülke ile bir çok tecrübeler edinen Baran, Güney Amerika’da da grubun liderliğini kusursuz yapacaktır.
Erdem Yıldız: 3 yıldır Varuna Gezgin’de servis elemanı olarak çalışan Erdem, Anadolu Üniversitesi Matematik bölümünde son sınıfta okuyor.3 yıl önce Varuna Gezgin personeli olarak katıldığı Uzakdoğu gezisinde kendi deyimi ile travelgazm hastalığına kapılmış ve daha sonra kafenin katkılarına çalışarak birktirdiklerini de ekleyerek tüm gezilere katılarak 21 ülkelik bir tecrübeyi kariyerine eklemiştir. Güney Amerika gezisinde yaşananları bizlere gün gün aktaracak olan Erdem ,bu notlara yapılacak her 4 tık için işyerinden 1 euroluk bütçe desteği alacak.Umarız kafeyi batırmaz:)
Mesut Tasasız: Anadolu Üniversitesi Sinema Televizyon bölümü son sınıf örencisi olan Mesut , aynı zamanda Sinema Kulübü Başkanlığı’nı yapıyor.Daha önce bizimle katıldığı Uzakdoğu gezisinde ve Myanmar’da Türk Şehitlikleri’nin izinde yaptığımız maceralı yolculukta ustalıkla kullandığı kamerası ile güzel işler çıkarttı.Bu gezi sırasında da yapacağı çekimlerle ilgi çekici bir belgesel çıkaracağına inancımız tam.Bu arada bu gezi için ekipman desteğini bizden esirgemeyen Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nezih Orhon hocamıza da teşekkürü bir borç biliriz.
Emrah Gürol: Diğer şubemiz Varuna Cafe -Los Amigos personelinden olan Emrah, okuduğu Turizm Otelcilik bölümünden çok Dağcılık Kulübü’nde yaptığı aktivitelerle tanınıyor. Geçen yıl Sömestre gezimizde Filipinler, Hong Kong, Macau, Singapur, Tayland, Kamboçya, Malezya ve Sri Lanka’yı kapsayan rotamıza katılarak yoldan çıkmıştır.Her ne kadar sağlam dağcı olsa da midesi hassastır.And dağlarını dört gözle bekleyen Emrah Güney Amerika’da Uyuni Çölü’nde bile Tuz Otel’de kız arkadaşını arayabileceği bir telefon ve internet olduğunu öğrenince bir hayli rahatlamıştır.
Tamer Köşeli: Öğrencilik yıllarında Varuna Cafe personeli olan Tamer, bitirdiği Moda ve Endüstriyel Tasarım Bölümü’nün ardından freelence grafiker olarak çalışmaya devam ediyor. Logomuzun ve plaka grafiklerimizin yaratıcısı olarak yeri ayrıdır. İlk kez katılacağı bu gezi ile ileride yapacağı tasarımları için yeni vizyonlar geliştirecektir.
Deniz Karaevli : Varuna nereye Deniz oraya! Son 2 yılda nereye gezi düzenlesek Deniz de bu gezilere renk katmak için hep yanımızda idi.Anadolu Üniversitesi Reklamcılık ve Halkla İlişkiler bölümünden mezun olup bu yıl Fotoğrafçılık Eğitimi almak için Buenos Aires’in yolunu tuttu.Gobi Çölü’nün keneleri, Filipinler prinç teraslarının sülükleri, Kamboçya’nın ısırgan böcekleri, Sri Lanka’nın sinekleri onu yolundan çeviremedi. Bunlardan sonra dünya bana vız gelir dedi ve Arjantin’e yerleşti. Bekle “Güzel Havalar” geliyoruz.
Gökçe Kurtulmuş: İlk pasaport, ilk kez yurtdışı, ilk uçak derken Gökçe’yi bir heyecan sardı. Eskişehir’de Fen Lisesi, Ege Üniversitesi’nde Tekstil Mühendisliği ile güzel bir kariyerin temellerini atan Gökçe abisi aracılığı ile tanıdığı bu çılgın grupla bir maceraya doğru yol alıyor.Boğaziçili kardeşi olmak böyle zor bir şey işte. Okuldan akıllı çıkmıyor ki. Neyse Gökçe.. Brezilya’nın ışıkları göründü.İniş için alçalmaya başlıyoruz,lütfen kemerlerinizi bağlayınız.
Sedat ve Ayşe Pınarbaşı: 8 yıl önce idi ve ilk Asya tecrübemiz olan Tayland’tan dönerken uçakta tanıştığımız Karamürselli Sedat Abi ve Ayşe Abla 50’li yaşlardan sonra zaten çocuklar da büyüdü diyerek, artık zincirleri kırdıklarını ve yollara düştüklerini söylediklerinde bu heyecandan çok etkilenmiştik. O günden beri onlar da durmadı. Zaman zaman karavanları ile çıktıkları yolculuklarından evvel Eskişehir’e uğrayıp çayımızı da içtiler.Emin olun bu çocuklarla gurur duyacaksınız.
Elçin Santırcıoğlu: Elçin ile 3 yıl önce Anadolu Üniversitesi Dilkom’da konuşma bozuklukları üzerine Araştırma görevlisi olarak çalışırken Tayland, Kamboçya, Vietnam ve Laos’a yaptığımız Sömestre gezimize katıldığında tanıştık. Vang Vieng’den Vintianne’ye dünyanın en kötü otobüsü ile yaptığımız yolculukta cep telefonundan annesinin doğum gününü kutlamak için hepimize söylettiği “happy birthday” şarkısı ile kalbimizi kazandı.3 yıl sonra tekrar iş hayatında bir boşluk yakalayıp bizlere katılacak olan Elçin gezimizin enerji kaynağı olacak.
Sara Suna Yücel: Suna Boğaziçi üniversitesi’nde okuyor ve bu gezi aracılığı ile ilk kez tanışacağız. Bizim her şubemizin açılışının ilk aylarında uğur melekleri olarak çalışan Müge ve Elif’in arkadaşları.
Gözde Turan: Geziye Ankara’dan katılan Gözde İTÜ mezunu ve denizcilik sektöründe çalışıyor.
Deniz Bal: Geziye Kaş’tan katılan Deniz turizm sektöründe çalışıyor.
Leyla Fincancıoğlu:Aynı Deniz gibi Leyla da Kaş’ta turizm sektöründe çalışıyor.
İbrahim Kiraz:
Şennure Yılgör:
Güney Amerika Gezisi, 18 Ocak – 28 Şubat 2012
Öncelikle uçak biletinde Avrupa aktarmalarında Schengen vizesi sorulma riskini almayıp THY ile uçmayı tercih ettik. Özellikle THY Sao Paulo uçuşundan kazanacağımız miller ile bir Afrika veya Avrupa uçuşu yapabilecek olmamız buna etken oldu. 42 günlük rotamızda Patagonya için zaman yeterli olmadı. Ama gezimize Brezilyalılar için dünyanın en renkli festivali olan Salvador Karnavalını ekledik. Paolistaların başkenti Sao Paulo’da başlayacak olan yolculuğumuz dünyaca ünlü Iguaçu Şelaleleri ile devam edecek.
Buenos Aires’te , San Telmo’da Tango gösterileri izleyip, La Boca’da futbolla çoşacağız. Dünyanın en güzel biftekleri yiyip, Eva Peron’un, Che Guevera’nın, Maradona’nın izini süreceğiz.Montevideo’da mate çılgınlığına şahit olup gece 12’de dolup taşan restoranları görüp şaşıracağız.Kültür ikizimiz Şili’de Neruda’yı anlayacağız,Mustafa Kemal’i anacağız. Dünyanın en kuru çölü Atacama’dan And Dağları’nın 5000 üzeri zirvelerini ciplerle aşarak Uyuni çölünde bulutların arasında uçacağız.Dünyanın en yüksek başkenti La Paz’da yavaş yürümeyi, az yemeyi ve yalnız uyumayı öğreneceğiz.Titicaca’dan Machu Picchu’ya uzanan yolculuğumuzda İnka medeniyetinin izlerini takip edeceğiz.Puerto Maldonado ve Rio Branco’da Amazon kültürünü ve yağmur ormanlarını tanıyacağız. Rio karnavalı turistler içindir ama Salvador karnavalı bizim festivalimizdir diyen 2 milyon sambacı ile birlikte dünyanın en büyük sokak partisinde dans edeceğiz.Rio de Jenerio’da Corcovado tepesinden Copacabana’ya uçmanın tadına varıp gene yüzlerce anı ile inimize yani Eskişehir’imize döneceğiz.Birlikte yaşayalım derseniz, buyrun bekleriz.
Rotamızın ayrıntıları şöyle oluştu:
18 Ocak Çarşamba İstanbul Sao Paulo (kalkış: 10:45 varış: 20:20)
19 Ocak Perşembe Sao Paulo ( şehir gezisi, öğleden sonra 15:00 otobüsü ile Iguacu ya gidiş)
20 Ocak Cuma Iguaçu nun Arjantin tarafı geziliyor. Akşamüstü otobüsü ile Buenos Aires e devam.
21 Ocak Cumartesi Buenos Aires
22 Ocak Pazar Buenos Aires
23 Ocak Pazartesi Buenos Aires Colonia – Montevideo
24 Ocak Salı Montevideo – Buenos Aires
25 Ocak Çarşamba Buenos Aires Santiago de Chile otobüs yolculuğu (20 saat)
26 Ocak Perşembe Santiago de Chile
27 Ocak Cuma Santiago de Chile ( günübirlik Velparaiso gezisi )
28 Ocak Cumartesi Santiago de Chile
29 Ocak Pazar Santiago de Chile San Pedro de Atacama gece otobüsü yolculuğu (12 saat)
30 Ocak Pazartesi San Pedro de Atacama
31 Ocak Salı San Pedro de Atacama
1 Şubat Çarşamba Atacama Uyuni
2 Şubat Perşembe Atacama Uyuni
3 Şubat Cuma Uyuni ( akşam otobüsü ile La Paz a hareket)
4 Şubat Cumartesi La Paz
5 Şubat Pazar La Paz ( Death Road)
6 Şubat Pazartesi La Paz
7 Şubat Salı La Paz – Copacabana
8 Şubat Çarşamba Isla del Sol
9 Şubat Perşembe Copacabana Puno
10 Şubat Cuma Titicaca gölü ( Uros kabilesi)
11 Şubat Cumartesi Puno Cuzco ( gezi otobüsü ile)
12 Şubat Pazar Cuzco
13 Şubat Pazartesi Cuzco Aquas Caliantes
14 Şubat Salı Machu Picchu
15 Şubat Çarşamba Cuzco
16 Şubat Perşembe Cuzco Puerto Maldonado
17 Şubat Cuma Puerto Maldonado
18 Şubat Cumartesi Puerto Maldonado Rio Branco
19 Şubat Pazar Rio Branco Salvador uçuş
20 Şubat Pazartesi Salvador Karnavalı
21 Şubat Salı Salvador Karnavalı
22 Şubat Çarşamba Salvador Karnavalı
23 Şubat Perşembe Salvador – Rio de Janeiro otobüs yolculuğu
24 Şubat Cuma Rio de Janeiro
25 Şubat Cumartesi Rio de Janeiro
26 Şubat Pazar Rio de Janeiro
27 Şubat Pazartesi Rio de Janeiro – Sao Paulo otobüs yolculuğu
28 Şubat Salı Sao Paulo İstanbul uçuş ( Kalkış: 00:15 Varış: 17:35)
Her şey dahil bütçemiz:2500 Euro
Varuna Gezgin bireysel ve sırtçantalı gezginliği desteklemekte olup yılda 2 kez çalışan personeline ve üniversite öğrencilerine düşük bütçelerle gezi kültürünü öğretme amaçlı gezi düzenlemektedir. Bu geziler sadece yol arkadaşlığı şeklinde olup kimse diğerinden sorumlu değildir. 2012 programında sömestre tatilinde Güney Amerika, 20 temmuz-20 ağustos arasında Trans Mongolia bulunuyor. 2013 yılı sömestre programı ise Nairobi-Cape Town rotası ile ilk Afrika gezimiz olacak.
18 Ocak – 28 Şubat 2012 Güney Amerika izlenimleri Erdem yıldız ve Baran Binboğa’nın izlenimleri)
Eskişehir�de arkamızda soğuk ve tipiyi bırakıp yola çıktığımızda tarih Ocak 17 gece 02:00. Özellikle son 15 gündür Eskişehir�de ki soğuk hava o kadar yormuş ki otobüse bindikten sonra önümüzdeki 40 günü düşündüğümde içim içeme sığmıyor . İstanbul�a indikten sonra çekimler için gerekli kamera ekipmanlarını aldıktan ve çantayı toparladıktan sonra gezi notlarını karıştırmaya başladım. Murat hoca ve Yekta�nın 2008 yılına ait notları,Barışnerede,Cüneyt360, Arzu Ortaç, Özlem Pansiyon, Ezberbozanefe,İsmail ve Özcan (baskaturlubirsey) notlarına göz atmaya başladım.
18.01.2012 Çarşamba
Uçak 10:45’te olduğundan sabah 8:30 gibi havalimanına doğru yola çıktım. Havalimanına geldiğimde ilk olarak Mesut ardından Gökçe ve Emrah’la karşılaştım. Emrah geçen yıl yaptığımız Filipinler, Hong Kong, Macau, Singapur, Tayland, Kamboçya, Malezya, Sri Lanka rotasında bizimle beraberdi. Malum okul bitince iş hayatında acıma yok, yıllık sadece 15 günlük izin(Sonraki gezilere artık Kurti)..Yavaş yavaş grup toparlandıktan sonra ilk olarak Miles&Smiles kartlarımızı alıp sonra check-in yaptırıyoruz. Miles&Smiles kartlarında birikecek olan miller daha sonra düşündüğümüz Afrika rotası için bedava uçak bileti anlamına geliyor. Uçağın 30 dk rötarlı kalkacağını öğrendikten sonra lounge’a gidip akşam konaklayacağımız hostele mail atarak akşam 22:00 civarı ancak gelebileceğimiz bilgisini tekrardan verdim-yazın yaptığımız Trans Mongolia rotasında Irkutsk�da rezervasyonumuz olmasına rağmen yerimizi başkalarına vermişlerdi- ki bir sorun yaşamayalım. Sao Paulo�ya indiğimizde pasaport kontrolünde sorma ihtimallerini göz önünde bulundurarak hostel ve uçak rezervasyonlarının çıktılarını alıp dosyaya ekledim.
Ekranlarda uçağın 30 dk rötarlı kalkacağı yazmasına rağmen rötar 1 saat 15 dk oldu. Sonunda havalanan uçak Sicilya, Senegal üzerinden Brezilya�ya 13 saat sonunda vardı. Uçak indiğinde muson yağmurlarını andıran şiddetli bir yağmurla Sao Paulo bizi karşıladı. Hava yağmurlu olmasına rağmen akşam 22:00’deki sıcaklık 18 derece ve aşırı nemliydi. Pasaport işlemleri , bagaj sırası derken 33 Real’den saat 22:40 otobüsüne biletlerimizi alıp merkezde bulunan Plaça de Republica’ya doğru yola çıktık. 25 dakikalık otobüs yolculuğundan sonra merkeze yani Plaça de Republica�ya vardık. Otobüsten indiğimizde ilk dikkatimizi çeken çevrede ve parkın içinde yatan evsizlerdi. Havanın sıcak olmasına rağmen yağmurun yağması onları çaresiz bırakmış gibi gözüküyor. Otobüs istasyonundan hostelimizin bulunduğu Rua Barao de Campinas�a gelmemiz 5 dakikamızı aldı bunun için taksiye 8 real ödedik. Check-in işlemlerini hallettikten sonra herkes odalarına çekildi. Sao Paulo Hostel Downtown�da odaların fiyatları; double ve twin room 102 real, 7 kişilik dorm odalar kişi başı 47 real. Odalarda duş ve tuvalet mevcut ayrıca açık büfe sabah kahvaltısı dahil.
19.01.2012 Perşembe Sao Paulo
Sabah ilk olarak otelin bize sunduğu imkanlardan biri olan �günün en önemli öğünü� kahvaltımızı yapıyoruz. Kahvaltıda ne yok ki ; sosis, yumurta, peynir, tereyağı, reçel, üç çeşit kek, kurabiyeler, çaylar, kahveler , daha neler neler… Kahvaltıyı hallettikten sonra Elçin ve Deniz�i yanıma alıp geri kalan gruba öğlen 13:00�a kadar serbest zaman veriyorum, biz de Foç de Iguaçu�ya otobüs bileti almak için otobüs istasyonuna doğru yola çıkıyoruz.
Otobüs terminaline gitmek için ilk olarak kırmızı hatta bulunan Santa Cecillia istasyonundan metroya binip Se istasyonunda aktarma yapıyoruz.Aktarmadan sonra Tucurive yönüne giden metroya binerek Portuguesa Tiete istasyonunda iniyoruz (bu arada tek yön metro bileti kişi başı 2.90 real). Foç de Iguaçu�ya giden 3 farklı otobüs firması var. Bunlardan en ünlüsü -en fazla tercih edileni- Pluma. Diğer iki firma Penha (2 günde 1 sefer yapıyor) ve Trans Brazil (haftada sadece 1 gün seferi var).Pluma, Foç de Iguaçu yönünde işi tekelleştirmiş durumda. Diğer iki firma İguaçu�ya sanki laf olsun diye sefer yapıyor gibiler,haftada bir sefer mi olur arkadaş? Diğer firmaların bugün seferi olmadığı için Plumanın 17:30 otobüsüne tıpış tıpış 11 kişilik biletimizi alıyoruz, kişi başı 162 real.Pluma’nın Foç de Iguaçu�ya her gün 12:00 � 14:30 � 17:00 – 17:30 – 18:00 � 20:00 saatlerinde seferleri var.
Sao Paulo�yu gezmeden önce biraz bahsetmekte fayda var. Şehrin nüfusu banliyölerle beraber 19 milyon. Şehir bu özelliği ile Güney Amerika�nın en büyük şehri. Ayrıca Tokyo, Mexico City, New York, Seul ve Mumbai�den sonra nüfus bakımından dünyanın en büyük 6. şehri. Sao Paulo, 1554’te Portekizli papazlarca bir yerli yerleşim merkezi olarak kurulmuş ve kısa zamanda gelişmesinde verimli toprakları ve kahve üretimi önemli rol oynamış. Paulistalar�ın şehrinde Sao Paulo, Corinthians ve Palmeiras şehrin futboldaki gurur kaynakları.
Biletlerimizi de hallettikten sonra kendimizi Sao Paulo�nun caddelerine atıyoruz. San Bento�da dolaşırken ufaktan acıkmışken farklı bir şey denemek için bolinho de bacalhau yiyorum. Balık ve undan yapılan farklı birşey, denemekte fayda var. Sokakta matematik dersi veren biriyle karşılaşıyoruz, tahtanın üzerinde �Mathematica Simple� yazıyor. Karaköklü sayılarda geliştirdiği farklı yöntem ve işlemlerdeki hızı ile izleyen herkesi kendine hayran bırakıyor. San Bento caddesi bittikten sonra Plaça de Se�ye çıkıyoruz. Meydanda dans edenler, evsizler, ayakkabı boyacıları, resim yapanlar meydanda farklı bir aura yaratıyor. Plaça de Se de bulunan Catedral de Metropolitana de Sao Paulo�da dolaştıktan sonra hostele yürüyerek geri dönüyoruz oradan da çantaları alıp ver elini otobüs istasyonu.
Gezi notlarını okuduğumda otobüste bizi harika bir yemekle birlikte şampanya ve sınırsız içecek bekliyor ama nerdeee. Yola çıktıktan 3 saat sonra mola veriyoruz. Otobüsünden inerken free food-free food sesleri geliyor hadi bakalım, otobüsten hevesle iniyoruz. Restauranta giren herkesin eline sarı renkte üzerinde barkod olan birer kart veriyorlar. Hamburgerler, çorbalar, etler bir mola yerinde ne olması gerekiyorsa hepsinden var. Bunların hepsinin ücretsiz olacak hali yok heralde! Görevlilere soruyoruz kimse İngilizce bilmiyor. Sonradan öğreniyoruz ki içeride canınız ne isterse alıyorsunuz para vermek yok sadece elinizdeki sarı kartı verip işletmeniz yeterli, hesabı tesisten çıkarken kapıdaki kasalarda ödüyorsunuz.Yani işletmeye girdiğinizde size limitsiz bir kredi kartı veriyor ve bu kart mola bitene kadar size ait. Peki parası olmayan birisi kasaya geldiğinde ne gibi bir yaptırımla karşılaşıyor? Neyse bu onların bileceği iş , biz yolumuza devam ediyoruz. Otobüste yan koltuğuma oturan Brezilyalı abi moladan sonra benimle iletişim kurmaya çalışıyor. İlk soru nerelisin? Türküm deyince ikinci soru Müslüman mısın? Galiba bu soru hiçbir yerde benim peşimi bırakmayacak 🙂 Neyse Portekizce bilmediğimi anlayınca arkasını dönüp yatıyor. Yola devam daha 12 saatlik yolumuz var. Sabah Foç de İguaçu oradan da Arjantin tarafındaki Puerto Iguazu. Ardından rotamızı Eva Peron, Jorge Luis Borges ve Maradona�nın şehri Buenos Aires�e çeviricez. Vamosss
20.01.2012 Cuma
16 saat sonunda sabah 09:30�da şelalelerin Brezilya tarafı olan Foç de Iguaçu�ya varıyoruz. Yolculuk 16 saat sürmesine rağmen hiç yorulmadık hatta bomba gibiyiz desek yeridir. Otobüsten inip hemen terminalin sol tarafında bulunan durağa gidip merkeze giden belediye otobüsüne biniyoruz. Otobüs kişi başı 2.65 real. 10 dakika sonra merkeze varıyoruz ve bizi şelalelerin Arjantin tarafı Puerto Iguazu�ya götürecek olan otobüsü beklemeye başlıyoruz. Bizimle beraber otobüsü bekleyen Brezilyalı ve Arjantinli amcamlar Türkiye�den geldik diyince darlamaya başlıyorlar. Ben kafa göz yarıp İspanyolca anlaşmaya çalışıyorum ama olmuyor. Az da olsa konuşabildiğim İspanyolcayı bana aşılayan kadına buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Neyse Brezilyalı abime Pele, Arjantinliye Maradona diyerek atlıyoruz otobüse. Otobüs 4 real. Aman biletleri atma kenara koy diyor Maradona. Notlarda okuduğum Arjantin tarafına geçerken kimse paraporta çıkış damgası vurayım diye sormuyor öyle geçip dolaşıyorsun şelaleleri. Bizim Maradona abi anlatıyor da anlatıyor anlamıyorum diyorum ama bizim turiste bağırarak Türkçe konuştuğumuz gibi daha da yüksek sesle anlatmaya devam ediyor(neyse sevdim abiyi bozuntuya vermiyorum).Sınıra geldiğimizde Maradona�nın ne anlatmaya çalıştığını anlıyoruz.
Meğerse sistem şu şekildeymiş;
*Brezilya çıkışını yaptırmak için çantalarla beraber otobüsten inmek gerekiyor. Çıkış damgasını yaptırdıktan sonra aynı biletle bir sonraki otobüse ücretsiz binebiliyorsunuz.
İşlemi bitirdikten sonra durakta beklemeye başlıyoruz. 5 dakika sonunda otobüs geldi tam binelim derken pembe gömlekli şöför heyecanla otobüsten inip dışarı çıkın! dışarı çıkın! diye bağırmaya başladı. Tamam otobüsün önünde Puerto Iguazu yazıyor ama her sakallıyı deden sanma der gibi bize bir sonraki otobüse binmemiz gerektiğini söyledi. Ardından başka bir otobüs daha geliyor ama o da aynı şeyi söylüyor. Bu bekleme yaklaşık 1 saat sürüyor.
Sonunda Puerto Iguazu�ya ulaşıyoruz. Teminalde indikten sonra ilk olarak akşam yola çıkacağımız Buenos Aires için otobüs bileti aramaya başlıyoruz. İlk girişim başarısız 11 kişi için yer yok. Biraz daha dolaştıktan sonra kişi başı 478 pezoya semi-cama(yarı yataklı) otobüs biletlerimizi alıyoruz, çantalarımızı da biletleri aldığımız acenta bırakıyoruz. Otobüs bileti ve şelaleri gezmek için pezoya ihtiyacımız var ve para bozdurmak için terminalin aşağısında bulunan Western Union’u kullanıyoruz, şu anki kur 1 $ = 4.2 pezo, 1 Euro = 5.8 pezo. Şelalere gitmek için İspanyolca şelale anlamına gelen � Cataratas� yazan sarı otobüslere biniyoruz gidiş-dönüş kişi başı 10 pezo.
İguazu ismi Guarani dilinde Büyük Su anlamına gelen Yguazu� dan geliyor. Şelalelerin büyük kısmı Arjantin tarafında bulunduğundan Brezilya tarafından izlenmesi tavsiye ediliyor. Güney Amerika�nın elektrik ihtiyacının büyük bir kısmı yine Iguazu Şelaleri’nden elde ediliyor. Her yıl gelen milyonlarca turistle Brezilya ve Arjantin için ekonomik anlamda önemli role sahip.
30 dakikada şelalerin bulunduğu ulusal parka ulaşıyoruz. Parka giriş kişi başı 100 pezo (öğrenci indirimi yok). İlk olarak tepede bulunan şeytan gırtlağının olduğu tarafa doğru yürümeye başlıyoruz, yol karınca yiyenlerle dolu. Tepeye çıkan trene binip yolu kısalttıktan sonra muhteşem � şeytan gırtlağı�nın olduğu yere geliyoruz. Çıkardığı ses, oluşan gökkuşağı, şelaleden sıçrayan su gerçekten harika. Bol bol fotoğraf çekip çekimleri de hallettikten sonra şelalenin aşağıda bulunan kısmına gitmek için geri dönüyoruz ancak bu bölüm saat 15:00�de kapandığı için bu kısmı göremiyoruz.
Yaklaşık 4 saat şelaleri gezdikten sonra tekrar merkeze dönüyoruz. Otobüs akşam 17:45�de kalkacak, daha 2 saat zamanımız var ve biz de bu zamanı şehri dolaşmaya ve bir şeyler yemeye ayırıyoruz.
Iguazu benim için şu ana kadar gördüğüm en görkemli, en büyük, en muhteşem şelale. Geriye görmek istediğim Victoria(Zambiya-Zimbambe) , Angel(Venezuella) ve Niagara(Kanada), Bla Bla(Guyana) şelaleri kalıyor..
Biraz sonra yolculuk başlıyor, yaklaşık 20 saat sonra Tango�nun başkenti Buenos Aires�te olacağız. Adiosssss
