Zambia, Botswana ve Zimbabwe Gezisi

ZAMBİA NOTLARI, KASIM-2011

Geçen yıl Zambia Başbakan’ının İstanbul’u ziyareti ile kolaylaştırılan vize formalitesi, bizim Güney Afrika’da sakin insanları,beş büyük vahşi hayvan ile dolu ulusal parkları, victoria şelalesi, doğa sporları ile renkli bir ülkeyi gezebilmemizin önünü açtı. Zambia Afrika’nın km kareye en az insan düşen ülkelerinden bir tanesi ve nüfusu 11.5 milyon. Herkesin ingilizce konuşuyor olmasıda gezginler için büyük bir kolaylık.

Ülkenin turizm sloganı “Real and Safe Africa”.Burası gerçek Afrika, ne arap, ne beyaz,ne hintli ne de çinli populasyonları diğer Afrika ülkelerinde ki yoğunlukta değil. Bu ülkede Bemba, Tonga, Nyanja, Ngoni, Zulu ve Lozi kabilelerinden insanlar yaşıyor.Ve kabileler yıllardır hiç bir sorun olmadan barış içinde yaşadıkları içinde ülke gayet güvenli bir ortama sahip.

VİZE

Tüm sınır kapılarından tek girişli vize 50 $, çift girişli 80 $ karşılığında alınabiliyor.Eğer Zimababwe’ye geçip geri dönmeyi düşünüyorsanız mutlaka çift giriş alın. Hatta Botswana ‘da safari,Zimbabwe’de de Victoria Fall’s yapacağım derseniz çok girişli vize alın.

Böyle bir durumda Botswana vizenizi 130 $ ödeyerek Lusaka’da ki büyükelçilikten almanız gerekecek. Botswana elçiliği önce size vizeyi almanın bir hafta tutacağını söylese de siz biraz direnir ve zamanınız olmadığını anlatabilirseniz aynı gün içinde de alabilirsiniz.

Zimbabwe ise vizeyi sınırdan veriyor ama zamanınız yeterli  ise Lusaka veya Johannesburg’ta ki elçilikten almak size 45 dolar kazandırır. Konsolosluktan alırsanız 55 $, sınırdan alırsanız 100 $ ödüyorsunuz. Ama eğer vize için  2-3 gün beklemeniz gerekirse bence hiç kasmayın çünkü Lusaka’da 2-3 gün boş boş beklemek daha pahalıya patlar.

ULAŞIM

Lusaka’ya THY Addis Ababa üzerinden Etiyopya Airways ile Johennesburg üzerinden de South Africa Airways ortak uçuşları ile uçuyor.Bu aralar Lusaka uçuşlarında promosyonlar bulunuyor. 500 Euro’ya kadar inen fiyatlardan bilet bulmanız mümkün.South Afrika ve Etiyopya Havayolları Star Alliance üyesi oldukları için bu ortak uçuşları sağlıyorlar. Mesela Kenya Airways Sky Team üyesi ve bu gruptan Aeroflot,Air France,Alitalia,Czech Airlines,KLM uçuşlarını Nairobi aktarmalı Lusaka’ya bağlayabilirsiniz.

Biz Addis Ababa üzerinden Etiyopya havayollarının Harare aktarmalı uçuşu ile geldik. Dönüşü ise şu an en ucuz fiyatları veren Johannesburg aktarmalı SA ve THY ortak uçuşu ile yapacağız.

Zambia’nın 8 ülkeyle kara sınırı bulunuyor.Bunlar Botswana,Kongo(Zaire), Malawi, Mozambik, Angola,Namibia, Tanzanya ve Zimbabwe. Bu ülkelerle tüm kara sınırlarında Zambia vizesi alabilirsiniz.Bütün ülkelere otobüs ve minibüs bağlantıları bulunuyor.

Sadece Tanzanya’dan tren veya botla gelirken vizeyi önceden almış olmanız gerekiyor. Tren bağlantısı ile gidilebilen tek ülkede Tanzanya ve tren Lusaka’nın 207 km kuzeyinde yer alan Kapiri Mposhi’den kalkıyor.

İç hat uçuşlarında 11 dolar, uluslararası uçuşlarda ise 20 dolar vergi ve güvenlik ücreti biletten ayrı bir şekilde ödeniyor.

TARİH

Portekizlilerle başlayıp İngilizlerle devam eden kölelik ve koloni dönemlerinden sonra Dr. Kenneth Kaunda önderliğinde ki bağımsızlık hareketi 1964 yılında sonuca ulaştı ve Kuzey Rodezya bağımsızlığını ilan ederek Zambia adını aldı.Afrika geleneklerini marksizm ile harmanlayan Kaunda 27 yıl iktidarda kaldı.

1970’ler de ülkenin ana gelir kaynağı olan bakır fiyatlarının düşmesi ile zor yıllar başladı. İşsizlik,yiyecek sıkıntısı, döviz rezervlerinin erimesi ile devam eden ekonomik düşüş 80’lerin başında Rodezya’nın(Zimbabwe) bağımsızlığını ilan etmesi ve Tanzanya sahillerine uzanan Tazara demiryolunun tamamlanması ile biraz nefes alsada IMF politikalarının ülkeye hakim olmasını durduramadı.

1990’lar da bağımsızlık lideri olarak başkan olan Kaunda protestolarla iktidardan indirildi ve yerine Chiluba geldi.İki parti arasındaki rekabetle geçen 90’ların sonlarında Dünya bankası ve IMF’i arkasına alarak güçlenen Chiluba Kaunda’yı da ev hapsine attırdı.

2000’li yıllarda sıkıntılı başladı ama 2006 yılında 5 ayda %82 yükselen bakır fiyatları bir an da ekonomiyi canlandırdı. Turizm atılımlarıda meyve vermeye başlayınca kwacha dünyanın en değer kazanan paralarından birisi haline geldi.Ülke hala zenginler ve fakirlerden oluşuyor ve kendine orta gelir grubu yaratmaya çalışıyor.

YEMEK

Geleneksel yemek olarak mısır unundan yapılan Nshima’yı her yemeğin yannda görebilirsiniz. Daha çok fasülye türü bitkiler ve salata ile yenilir. Et yemekleriyle de zenginleştirebileceğiniz tabağı elinizle yemeniz gerekiyor. Tüm Afrika’da olduğu gibi burada da makarna ve piza çeşitlerini bir çok yerde bulabilirsiniz ve gene çoğu yerde olduğu gibi hesap yüzde on servis ücreti eklenerek gelir.Yemeklerin yanında tercih edilen içecek ise yerel bira olan Mosi.

SAĞLIK

Özellikle Zambezi nehri bölgesi malarya açısından tehlikeli olduğu için akşamları sinek ilacınızı sürmeniz ve yatarken cibinliği örtmeniz gerekiyor. Malarya için ilaç kullanmak yerine iyi korunmak ve her olasılığa karşı Afrika’dan alacağınız ilacı yanınızda evinize götürmeniz yeterli olacaktır. Çünkü malarya ülkemizde ve batı toplumlarında ilacı bulunmadığı için tehlike arz ediyor. Risk bölgesi olan yerlerde ise her eczanede kolayca malarya ilacı bulabilirsiniz. Sarı Humma aşısı ise 10 yıl etkisini koruduğu için Türkiye’den havaalanından çıkmadan Hudutlar Sağlık Müdürlüğünde herhangi bir zaman yaptırın ve bir daha bu derdi düşünmeyin. Gene aynı şekilde bu ülkeler değil ülkemiz içinde tehlike arzeden hepatit aşısının da herkeste olmasında fayda var.

TEHLİKELER

Zambia gayet güvenli bir ülke ama geceleri ısssız sokaklarda yürüyecek kadar da değil. Livingstone’dan Victoria şelalelerine giden yol en çok hırsızlığın ve yol kesmenin  yaşandığı yer. Özellikle Zambezi nehrini ilk gördüğünüz manzara noktasında eğer arabadan fotoğraf çekmek için inerseniz soyulma olasılığınız çok yüksek. Eğer bisiklet kiraladıysanız da bu yolu taksiyle gidin.Ayrıca yürürken ve bisikletle geçerken şelale yolu yol kenarında gezinen vahşi filler açısından da tehlike arzediyor.

Devil’s pool’a giderken rehberin direktiflerini iyi takip edin olayın şakası yok. Uyuşturucu ciddi şekilde yasak, en son iki Yeni zelanda’lı gezgin üzerlerinde az bir maiktarla yakalanmalarına rağmen 6 ay hapis yatmışlar.

AKLIMIZDA KALANLAR

Elektrik 3’lü girişli olduğu için bir traveler adaptöre ihtiyaç var. Rehber kitap olarak LP South Africa yeterli oluyor.1 $ 4900, 1 Euro 6500 kwacha’dan işlem görüyor.İnternet tüm ülkede yavaş işliyor.ATM’lerden para çekebiliyor, bir çok tur ücretini de kredi kartı ile ödeyebiliyorsunuz.Cep telefonlarından sadece mesaj yollanabiliyor ama aranabiliyorsunuz. Döviz büroları genelde büyük süpermarketlerin içinde bulunuyor.Güneş kremi ve şapka önemli.

LUSAKA

Havaalanında giriş formlarımızı doldurduktan sonra vize gişesinin önünde sıraya geçtik.Memure hanım 1 dakika içinde çift giriş vizlerimizi vererek iyi yolculuklar diledi. Kapıda her yerde olduğu gibi bir sürü taksicinin üşüşmesini bekliyorduk. Ama kapıdaki taksiciler o kadar kool  ki kenarda sigara içerken 10 dakika bir şey desinler diye gözlerinin içine baktık. Sonra bir tanesi taksi istermisiniz deyince sevinip attık hemen çantaları arabaya. Lusaka’ya taksi ücreti 25 dolar.

Taksiye binmeden hazır havaalanındayken ertesi gün için Livingstone uçuşlarına bakayım dedim. Taksici bana iç hatlar tarafındaki proflight ofisini gösterdi.Her gün 2-3 sefer 30 kişilik ufak pır pır uçaklardan uçuyor. Cumartesi günü uçuşlarının sordum.192 dolar dedi. “Yuh bu fiyata 1 saatlik uçuşmu olur?, trene talim edeceğiz” diye düşünürken, ofiste ki yetkili stand by fiyatlarının da olduğunu söyledi. Eğer uçuştan 3 saat önce gelir ve 50 dolar uçuş ve 13 dolar vergi olmak üzere 63 dolar ödeme yaparsak, uçak full olmadığı sürece uçabiliyormuşuz.

Bu kadar fiyat farkına denemek gerekir diye düşündük ve ertesi sabah gelmek üzere ayrıldık. Kalınacak yerlerde elimizde fazla bilgi olmadığı için yanlış yeri Fairview oteli tercih etmişiz. Dökülen bir otele geceliği 70 dolar ödemek zorunda kaldık. Aslında Lusaka’da bir çok Guesthouse olduğunu sonradan öğrendik. Neyse artık 1 gece konaklayacağımız için sorun yok.

Otele yakın bir yerde tavuk ürünleri satan bir fast food’tan yemek yedikten sonra erken saatlerde odaya çekilip, uzun ve aktarmalı yolculukların yorgunluğu ile uyumuşuz.Sabah otelde fiyata dahil olan açık büfe kahvaltımızı atıştırdıktan sonra gene aynı taksi ile bu sefer 20 dolara havaalanına gittik.

Saat 12’de ki uçuş için saat 9’da proflight ofisindeyiz. Uçak 30 kişilik ve şu ana kadar 7 bilet satılmış. Hemen 63 doları ödeyip stand by’a geçtik.Bizden sonra da bir allahın kulu gelmedi ve 9 kişi yayıla yayıla manzarayı izleyerek 1 saatte Livingstone’a uçtuk.

LIVINGSTONE

Livingstone adını şelaleri keşfeden ingiliz kaşif David Livingstone’dan alıyor. Şelalelere de kraliçe Victoria’nın adını yine o vermiş. Yerel dilde ise şelalelere Mosi-oa Tunya yani “gök gürültüsü gibi gürleyen duman” deniliyor.

Havaalanından şehir merkezine taksi 40.000 kwacha yani 8 dolar tutuyor. Burada kalmak için seçtiğimiz yer belki de tüm Afrika’nın en iyi hosteli. Jolly Boys Backpcker’s hostel açmak isteyen bir kişinin gelip görüp staj yapması gereken bir işletme. 5 dolara çadır kamptan, 6-8-10 dolara dorm odalara, 35 dolara ortak duş tuvaletli odalardan,50 dolara özel duş tuvaletli odalara geniş bir yelpaze sunuluyor. Bu özellik hostele her yaş, her ekonomik kitleden insanın gelmesini sağlıyor ki bu ortamın daha renkli olması için çok önemli. Hostel içinde ki tur acentası sadece Zambia değil tüm çevre ülkeler yüze yakın uygun fiyatlı turlar düzenliyor. Tüm hostel müşterisi güvendiği için tüm aktiviteleri hostelden alıyor. Restoran ve Bar sabah 6’dan gece 12’ye non-stop güzel yemekleri ve ortamı ile hizmet veriyor.

Bahçesinde ki ağaçlar arasında yer alan temiz yüzme havuzu ve jakuzi ortama tatil köyü havası katıyor. Ortak mutfakta kendi yemeğini yapmak isteyen Çinli,Koreli,Japon ağırlıklı müşteriler kendi damak tadlarına göre yemeklerini pişiriyorlar. Mutfakta kap,kacak,yağ,tuz,baharat, şeker gibi ana gereçler ücretsiz olarak ortak kullanıma sunuluyor.Bu mutfak sayesinde sabahları pazardan aldığımız taze biber,soğan,domateslerle harika menemenler yapıp hasret giderdik. Her Çarşamba Livingstone yürüyüş gezileri, her gün şelalelere 4 değişik saatte servis ücretsiz sunularak budget ruha destek veriliyor.

Salı akşamları gezi ödüllü Quiz night ile ortama eğlence ekleniyor.Yüzlerce Afrika ülkeleri rehber kitapları bulunan kütüphane aynı zamanda romanları ile de herkese hizmet ediyor. Saati 2 dolara wifi hizmeti, ücretsiz harita ve enformasyon hizmeti sunuluyor. Tuvaletler, duşlar hem sayı olarak, hem temizlik olarak, hem suyun tazziği ve sıcaklığı olarak 10 numara hazırlanmış. Laundry gün boyu düşük fiyatlarla hizmet veriyor.Hostel içinde ki hediyelik şya dükkanı sizi düşük fiyatları ile markette pazarlıktan kurtarıyor.İnternet kafe de laptopu olmayanlar için akşam saat 22.00’a kadar açık. Daha sayamadığım onlarca hizmetin yanısıra bence en önemlilerden bir tanesi hostelin dekorasyon ve iç mimarisi sahiplerinin ellerinden çıkmış. Duvarlarda ki resimler, tabelalar, uyarılar,ilan panoları hepsi hostel ruhunu taşıyanların el emeğini göz nurunu yansıtıyor.

1 hafta kaldığımız Livingstone’da Devilspool’a trekking, sunset cruise, microlight uçuşu gibi aktivitelere katıldık. Raftinge giden koreli arkadaşımız Jay rapidlere ve organizasyona tam not verdi. Hostelin ağaçlarla dolu bahçesinde akşamları her milletten insanla birlikte içerken bir sürü yeni dostluklar edindik. Kimi Namibya’ya,kimi Botswana’ya, kimi Tanzanya’ya doğru yollarına devam etti.Kimi 1 yıl, kimi 6 ay, kimi 3 yıldır yollardaydı. Koreli iki çift evlenip sırtçantaları ile balayı için 1 yıl yollara atmışlardı kendilerini.İranlı jale safariden, ruslar microlight uçuşundan,slovenler trekkingten, polonyalılar raftingten gelip içki masalarına dahil oluyorlardı. Artık dünyayı gezmek sadece G7 ülkelerinin değil tüm dünya gençlerinin ortak ilgi alanları olmuştu.Bir öğretmen olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki eğitim hayatını 1 yıllık backpacking dünya turu ile bitirip iş hayatına atılmak,kişinin ileride hayattta duruşu ve kariyerinin şekillenmesinde yüzde yüz etken olmaktadır.

1 hafta boyunca hostelde kendimiz yemek yapmaz veya hostelin restoranından yemez isek genelde Olga’nın İtalyan restoranına veya Shoprite alışveriş merkezinde bulunan restoranlara gittik.Olga’nın pizaları şehrin iyileri ve özellikle haftasonları restoran tıklım tıklım doluyor.Shoprite aynı zamnda her türlü ihtiyacınızı bulabileceğiniz büyük bir süpermarketi bulunduruyor.Mutfak alışverişlerinizi buradan yapıp, poşetleri mutfaktaki buzdolaplarına üzerlerine isminizi yazacağınız stickerlar ile koyabilirisniz.

Şehirde gezilmesi gereken yerlerin başında 3 km uzaklıkta bulunan Maramba market bulunuyor.Demiryolu müzesi,Livingstone müzesi en azından yarım gününüzü ayırıp gezebileceğiniz yerler.

Livingsotone’da yapılacak 10 popüler aktivite

1. Livingstone Adası  yürüyüşü –  06.30, 08.00, 09.30, 15.00    – 35$  (Park girişi 20 $)

Kısaca bu tur Devil’s pool’a gidip yüzmek anlamına geliyor. Çünkü şelalelerin manzarası  Zambia tarafından ancak yandan bakarak olduğu için ne kadar kıyıya yaklaşırsanız o kadar fazla görebiliyorsunuz. Tabi 100 metre uçurumun kıyısında durmakta adrenalini uçuruyor. Şeytanın havuzu ise şelalerin en gür aktığı bölümün ortasında ve kıyıya sıfır denecek kadar yakın.Havuzda yüzüp,kıyıda oturarak poz veriyorsunuz ve bence bunlarda nerede olduğunuzu çok farketmiyorsunuz. Fakat rehberler ayaklarınızdan tutup vücudunuzun bir kısmını şelaleden uçuruma doğru uzattığı zaman ne yaptığınızı farkediyorsunuz.

Önce Zambia tarafını yapmakta fayda var çünkü Zimbabwe tarafından Devil’s Pool’un nerede olduğunu gördükten sonra kararınız değişebilir.

2. Microlight Uçuşları       15 DK : 135 $ ,  30 DK : 270 $

Açık havada kanatların altında, arkada pır pır bir pervane ve önünüzde de pilotunuz hazerfen olmuş uçuyorsunuz. Ve altınızda da dünyanın en güzel şelaleri, filler,bufalolar,timsahlar daha ne olsun ki bence korkunuzu yenin ve kemerinizi bağlayın. 15 dakika fazlası ile yeterli.

3. Zambezi nehrinde rafting  (Tam gün 155 $, yarım gün 135 $)

Afrika’nın ve dünyanın en iyi rafting parkurlarından bir tanesi Zambezi nehrinde bulunuyor. 5 derecelik 6 rapidin bulunduğu rota Victoria şelalelerinin hemen altından başlıyor.Kayakingte en az rafting kadar ilgi görüyor.

4. Sunset Cruise 45 $

Zambezi nehrinde gemi ile safari yaparak hem gün batımını izledik hemde açık büfe güzel bir yemek yedik.Fil, hipopotam,timsah ve bir çok kuş çeşidini görebildiğimiz gezi bizi yeterince tatmin etti.

5. Fishing in Zambezi         Yarım gün 125 $, Tam gün 255 $

Zambezi nehri 15-16 kiloya kadar ulaşan tiger balıkları ile balıkçılığa gönül vermişlerin mekkesi. Eğer balıkçılık merakınız varsa unutulmaz bir tur yaşayacağınıza hiç şüphem yok.

6. 2D1N Chobe National Park , 265$

Günübirlik, 1 gece konaklayıp sabah dönme, 1 gece 2 gün, 2 gece 3 gün gibi değişik alternatiflerle sunulan Botswana Chobe National park ve Okavango deltası turlarından 1 gece 2 gün olanının en çok rağbet gören olduğu söyleniyor. Chobe ve Okavango deltası Afrika’nın en çok hayvan çeşitliliği olan safarilerinde başlarda geliyor.Bizim kayıt olduğumuz tur son anda hostel sahibinin sınırda vize alamama riskini kabul edemeyeceğini söylemesi üzerine iptal oldu. Botswana’ya bütün Avrupa ülkeleri, Kore, Japonya, Kanada, Amerika, Avustralya gibi ülkeler vizesiz girdikleri için bizim vizeye ihtiyacımız olduğunu başta düşünemediler ama biz buna alışığız. Umarız Singapur,Çek cumhuriyeti ve Çin gibi bazı ülkelerle birlikte 130 dolar vize parası ödemek zorunda olduğumuz Botswana vizesi de bir an önce dışişlerinin yapacağı girişimlerle kaldırılır.

7. Bunji Jumping  120 $

111 metre yüksekliği ile dünyanın 3. en yüksek atlayışı olan Zambezi köprüsü atlayışı adrenalinde uç noktaları sevenleri kuyruğa sokuyor.Tandem atlayış, iple kayma gibi değişik etkinliklerde bulunuyor.

8. 2D1N Hwange National Park     2 gece 340 $

100 binin üzerinde fil ile Zimbabwe dünyada en çok vahşi fil barındıran ülkeler sıralamasında bir numarada. Safari tutkunları 2 gece 3 gün veya 3 gece 4 günlük turlara katılabilirler.

9.3D2N Lower Zambezi NP kano safari    3D2N 395 $, 56km

Lower Zambezi Ulusal Park’ın da kano ile safari ise vahşi hayatı gözlemlemenin değişik bir türü olarak sunuluyor.Hem Zambezi nehrinde kano ile adrenalin hem de çevrede ki timsah,fil,buffalo,hipopotam sürülerine bu kadar yakın olmak değişik bir tecrübe olsa gerek.

10. Helicopter 140$

Microlight uçuşlarının hafifliğine dayanamayanlar daha güvenli olduğunu düşündükleri helikopter ile gökyüzünde Victoria Şelaleleri’ni gözlemliyorlar.

VICTORIA FALLS TOWN,ZIMBABWE

Sınırı geçmeye giderken açıkçası pek umutlu değildik. Tek umudumuz olan rüşvet verip geçme olayına da taksi şöförümüz aman sakın denemeyin Zimbabwe polisi pek serttir deyince umudumuz iyice azaldı. Sınır Livingstone’dan taksi ile 15 dakika sürüyor ve 25.000 kwacha ödüyorsunuz.

Saat 9’da sınırdayız. Kara sınır geçişleri her zaman güzeldir.5 dakikada Zambia çıkışımızı mühürletip yaklaşık 2km’lik tampon bölgeyi Zambezi köprüsünden geçerek yürüdük. Köprüde bunji jumping atlayışları başlamıştı bile.Zimbabwe sınırına gelince bir görevli bize immigration ofisini işaret etti. İçeri girip kuyruğa girdik. Önümüzde ki iki Alman ve 1 Amerikalı ödemelerini yaparak vizelerini aldılar. Almanlar 30, Amerikalılar 75 dolar ödüyor. Sıra bize gelince pasaportları ve beklerken doldurduğumuz giriş formlarını görevliye uzattık.

Turkey yazan pasaportu alan görevli önce içinde vize aradı ve tabi ki bulamadı. Yüzüde biraz ekşiyince anladık ki bizi geçirmeyecek. Siz vizeyi neden önceden almadınız ki diyerek amirine seslendi.Pasaportları gören amir eline bir kağıt alıp bize listede Turkey karşısında yazan 55 doları gösterip, Eğer konsolosluktan alırsanız 55 dolar ödüyorsunuz ama bakın border için 100 dolar ödemeniz gerektiği yazıyor dedi. Liste de en pahalı ise 130 dolar ile Angola.Bir kaç hafta kalmaya giriyor olsak değerdi. Ama o kadar yol gelip Zimbabwe tarafını görmeden olmaz diye karar verip ödemeyi yaptık ve 2 dakika içinde de vizeyi aldık.

Zimbabwe sadece bir aylık tek girişli vize verdiği için pahalı ama Zimbabwe’den Zambia’ya geçiyorsanız gece konaklama yapmadan günübirlik vize 10 dolar.Sınırı geçip bir taksici ile günlüğü 40 dolara akşama kadar bize kasabayı ve çevresini gezdirmesi için anlaştık.1 yerel marketi, 2 hediyelik eşya çarşısını,Victoria şelalerini,Victoria Falls Ulusal Parkını, 107 yıllık Victoria Fall’s oteli,Victoria Fall’s Safari Lodge’u gezdik ve geri dönmedende kasabada yürüyüş yaptık.Zimbabwe tarafı temizliği, düzeni,kaliteli otelleri ile üst tabakadan turist kitlesine hitap ediyor.

Hiper enflasyon başedilmez duruma gelip trilyonluk kağıt paralar basıldıktan sonra artık katrilyonda olmaz denilip son 2 yıldır Amerikan dolarına geçilmiş. Devlet memurlarıda dahil herkesin maaşı bile dolarla ödeniyor. Trilyon Zimbabwe doları paralar ise el altından turistlere hediyelik eşya olarak satılıyor.Ülke ekonomisini toparlayabilirlerse tekrar kendi paralarına geçmeyi planlıyorlar.

Günün en güzel anları ise Zimbabwe’nin ilk oteli olan 107 yıllık Victoria Fall’s otelde geçirdiğimiz zaman idi. Tarihte yolculuk yaptıran otelde Zambezi Köprüsü manzarası eşliğinde güzel bir öğle yemeği yedik.Victoria Safari Lodge ise Victoria Ulusal Park’ının göbeğine kurulmuş 5 yıldızlı bir otel. Aynı Uganda’da Queen Elizabeth Ulusal Park’ında kaldığımız Lodge’ta ki gibi havuza girip güneşlenirken çevredeki filleri, hipoları,aslanları dürbünle veya çıplak gözle izleyebiliyorsunuz.

Eğer sizde aynı şekilde sınırı geçerseniz en 3-4 gününüzü hatta 1 haftanızı ayırp başkent Harare’yi ve çevresini gezmenizi öneririm. Şimdilik bu kadar ama tadını damağımızda bırakan Zimbabwe tekrar gelinecekler listemizin birinci sırasına yerleşti.

Livingstone’dan bu sefer daha küçük 15 kişilik bir uçakla gene 63 dolara stand by bilet alarak başkent Lusaka’ya uçtuk. Bu sefer kalınacak doğru yeri biliyoruz. 10 dolara dorm, 25 dolara double odaları ile Lusaka Backpackers (eski adı ile Chachacha).Bugün şehir merkezini gezip Chitchat restoranda güzel bir yemek yedik. Akşam ise Rhapsody’de son mosi biralarımızı içip 100 gün süren gezimizi noktaladık.

Bugün Johannesburg aktarmalı İstanbul’a uçuyoruz.Moskova’da transsibirya ekspres ile başlayan yolculuk Gobi Çölü’nde 7 gece, Papua’da Belem vadisinde trekking, Kuzey Kore, Lhasa-Katmandu yolculuğu,Everest Base Camp, Victoria Şelaleri gibi hayatta bir kez yaşanacak tecrübeleri bize yaşattı. Tayvan yemekleri, Seyşeller plajları, Doğu Timor dostlar ile hatırımızda kaldı. Sulawesi’de torajaların cenazesine katıldık, Çin seddinde yürüdük,Singapur’da vizemizi aldık,Bangkok’ta paklandık,Güney Kore’de barbekü yaptık, Katmandu’da festivalde dans ettik, Kenya’da bol bol et yedik.Hayatta bir kez yaşanacak tecrübelerde sırada Eskişehir var. Bekleriz….