Küba’da Otostop

Che Guevara’nın mezarını ziyaret etmeye gidiyorduk ve o da Arjantin’den buralara gelene kadar zorlu yolları aşmıştı.Bu gazıda alınca sabah 7.30 da kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra yürüyerek Trinidad’ın La Boca tarafındaki çıkışına gelip otostopa başladık.

03.02.2008 Havana – Küba
Küba gezimiz şanssızlıklarla başladı.Banka kartlarımız maestro olduğu için Küba’da hiç bir yerde kullanılamıyor, Visa kredi kartımızla nakit çekmeyi denediğimiz bütün otellerin pos makinaları kartı reddetti,gelecek hafta için Jamaika’ya telefonla provizyon aldırarak bilet alalım dedik acenta tek yön bilet vermedi,üstüne dün yağan yağmurda hostele varana kadar ki 10 dakikada çantam sırılsıklam oldu ve tabi içindeki fotoğraf makinamda artık çalışmıyor.Tulga hiç nakit almadan geldiği için şimdilik benim yanımdaki bir miktar doları kullanıyoruz oda ancak 3-4 gün yeter ve doları düşük kurdan bozdukları yetmezmiş gibi birde % 10 komisyon kesiyorlar. Tek umudumuz bugün konsolosluktan birinin hesabına eft yaptırarak ordan para çekebilmek.

 

Quito’dan Panama City aktarmalı uçuşumuz genelde uyuyarak geçti. 3 saati aktarma sırasında 2’şer saat de uçuşlar olmak üzere Havana’ya varmamız toplam 7 saat sürdü.Havana havaalanında 3 kez kontrol ve soru yağmurundan geçtik. Neden geldik, Küba’da kimseyi tanıyormuyuz,ilk kez mi geliyoruz,ne kadar kalacağız,nerelere gideceğiz,mesleğimiz gibi onlarca soru. Bu arada Küba’ya giriş için aldığımız turist kartıda check in sırasında verdiler. Banka dekontu benzeri boş bir kağıda Copa Airlines mührü basıp önümüze koyarak bir ara doldurursunuz dediler.Olayın amacı sadece 20′ şer dolar para toplamak.Havaalanında 100 dolar bozdurup Küba’da turistlerin kullandığı para olan CUC’tan aldık.100 dolara 80 CUC. Taksi ile Havana’ya gidiş için 20 CUC ödeyerek Vedado’da yani Modern Havana bölgesinde kalacağımız Casa Particular’a yani ev pansiyona geldik.Tek katlı bahçeli güzel bir ev, temiz bir banyo ve mutfak, güzel döşenmiş bir oda.Pazarlık yapmadan 30 CUC’a odayı kiraladık.Yani 15’er CUC. Adresi Zapata No.1509 entre Paseo y A Vedado,Habana.
4 gündür supermarketten yaptığımız alışverişle bütün yemeklerimizi kendimiz hazırladık. Toplam market alışverişimiz 35 dolar tuttu yani günlük 10 dolara 2 kişi yemek giderimizi halletmiş olduk. Alışverişimizin içeriği şöyle idi: Kaşar,Salam,Makarna,Prinç,Tavuk budları, Et,ton balığı,Sardalya, her çeşitten bol miktarda kola,sprite,meyva suyu,su,süt gibi içecekler,ekmek,şampuan,sıvı yağ,makarna sosu,sarımsak gibi şeyler. Kendimize ait birde buzdolabımızvar.Eğer üşeniriz Kübalı teyzem evde yemek yapsın derseniz kahvaltı 3 CUC, et yemekleri,tatlı,salata gibi şeylerden oluşan zengin bir akşam yemeğide 10 CUC.
Vedado’dan eski Havana’ya yürümek yaklaşık 2 saat sürüyor, taksi ise 3 CUC.

 

Eski Havana’da bir çok yerde hummalı bir restorasyon var. Okuduğuma göre bu bölgenin restorasyonu için Unesco 160 milyon dolar destekte bulunmuş.Ama buradaki tarihi bölge dünyada eşi az bulunacak kadar geniş bir alanı kaplıyor. Herhalde hepsini restore etmek için milyarlarca dolar gerekir.Evlerin bir çoğu yıkık dökük işgal ev görünümünde.Restorasyonu bitmiş merkezde ise turist kaynıyor. Banka kartlarının çıkardığı sorun sayesinde burada 5. günümüze giriyoruz ve 4 gündür eski Havana’da girip çıkmadığımız sokak kalmadı.Plaza de Catedral en merkezi ve turistik yer. Hemen yanında insanı tahrik edecek,keşke buradan geri dönseydim neler neler alırdım dedirtecek bir pazar var.Yine meydana çıkan sokaklardan birinde Hemingway’in takılıp meşhur ettiği ardından Fidel Castro,Che Guevara,Nat King Cole,Salvodor Allende,Nicolas Guillen,Harry Belafonte gibi bir çok ünlünün masalarını aşındırdığı bar La Bodequita del Medio bugün turistlerin birer mojito içmek için uğrak yeri.Bizde seri halinde çıkan mojitolardan birer tane içtik.Güzel evleri,renga renk eski arabaları, yanda ek oturma yerli motsikletleri,evden çok sokaklarda oturan insanları,beyzbol oynayan çocukları, işlemeli kapıları ile eski Havana’ya doyum olmaz.

 

Halktan tanıştığımız insanlarlada politika muhabbetleri yapıyoruz. Şu ana kadar edindiğimiz izlenim Havana’nın daha çok değişim yanlısı olduğu,kırsal kesimin ve diğer şehirlerin ise sistem yanlısı oldukları.Turizmin getirdiği canlılıktan memnunlar ama daha çok zengin turist geldiği için diğer ülkelerin durumunu bu insanlara göre yorumlayarak dünya zenginlik içinde biz sürünüyoruz yorumu yapan değişim yanlılarıda bolca var.Suç oranının az olmasından herkes gururla söz ediyor ama son yıllardaki artışıda gözden kaçırmamak lazım.Bazı çağdışı uygulamalara da bence artık son vermeli Küba. Mesela halka internet kullanımının yasak olması,turistlere ise sadece 5 yıldızlı otellerde fahiş fiyatlara sunulması,turistlere zorunlu convertible para kullandırtarak her fırsatta yoluncak tavuk gibi soyulmaları gibişeyler.İnternet demişken wireless internette bulunan Malia Habana’da saati 6 CUC, Panorama Hotel’de 8 CUC, Hotel Nasyonel’de 15 dakikası 3 CUC.
Cuma günü gittiğimiz Türk Konsolosluğunda ise çok iyi ağırlandık. Konsoloslukta çalışan Ankara’da 5 yıl kalmış Kübalı Fidel sağolsun her şeye yardımcı oldu. Tulga sayfaları dolan pasaportunu yeniledi. Yenileme bedeli Türkiye’deki ile aynı miktara geliyor 65 CUC.Küba ile ilgili tavsiyeler aldık,dikkat edilmesi gereken şeyleri öğrendik,para aktarma konusunda da yardımcı olacaklar.Havana Büyükelçiliğimizin adresi 5ta Avenida #3805 e/36 y 40 Miramar.Tel (537) 2041204
Buradan sonra planladığımız rotamız doğuya Trinidad ve Santiago de Cuba’ya doğru olacak.Ayın 12’sinde eğer bilet almayı başarabilirsek Jamaika’ya uçmayı planlıyoruz.Artık fotoğrafta çekemeyeceğim. Jamaika veya Guatemala’dan ucuz yollu bir şey bulmaya çalışacağım.Çokta sevdiğim makina idi Sony alpham, artık Tulga’nın çocuklara dağıttığı nazar boncuklarından birer tanede biz taksak iyi olacak.Bu arada puro istekleri yağıyor daha dönmeye 2 ay var nasıl taşırımdan ziyade nasıl korurum ben o kadar puroyu.Fidel’in dediğine göre uzun süre korumak için bir poşete koyup sonra nemli bir havlu ile sarmak gerekiyormuş.Neyse bir yolunu bulacağız.

 

07.02.2008 Cennetten bir köşe Trinidad-Küba

Havana’da ki mali çıkmaz Konsolosluğun yardımı ile çözüldü.Baş Katip Celal Bey’in hesabına yaptığımız 650 Euro havaleyi alır almaz Trinidad’a doğru yola çıktık.Küba’ya geleceklerin dikkat etmesi gereken birinci husus kesinlikle nakit Euro ile gelmeleri bunun dışındaki durumlarda ya zorda kalırlar yada çok fazla zarara uğrarlar.Bir de önceden Küba pahalı diye şartlanmamız gereksiz bir endişe imiş.Trinidad’ta kahvaltı ve akşam yemeği dahil, air condition’ı,sıcak sulu duş ve tuvaleti olan gayet şık bir odada kişi başı 9 Euro’dan kalıyoruz.Mojito 1,5 Euro,Bira 0,7 Euro,Sigara 1 Euro,Sandviç 1 Euro,Günlük bisiklet kirası 2 Euro gibi fiyatlarıda göz önüne alınca Türkiye’ye göre çok daha ucuz olduğu kesin.
Trinidad,1514 yılında kurulması ve iyi korunması sayesinde açık hava müzesi olarak Unesco tarafından koruma altına alınmış,arnavut kaldırımlı sokakları,kolonyal tarz evleri ile Küba’ya gelen herkesin gezi rotasında yer alıyor.Yaklaşık 300 adet Casas particulares yani bir odasını kiralayabileceğiniz evlerden bulunması da bu yoğun talebin sonucu.Bu tarihi kasabaya güzel plajlar,dalış olanakları,balıkçılık,dağlar,şelaleler,trekking,müzeler,el sanatları atölyeleri,dans ve dil dersi olanakları,bir çok aktivite ile dolu sabahlara kadar süren gece hayatı da eklenince turistik değeri bir kat daha artıyor.

Plaza de Mayor meydanı tarihi bölgenin kalbi,gündüzleri meydana kurulan el sanatları pazarı,akşamları mojitolar eşliğinde Casa de Musica’da canlı müzik,geç saatlere kadar yapılan Küba dansları ile herkesinde gözdesi.Tarih müzesi,sanat galerileri,biskletle çevre plajlara ve köylere yapılan geziler bizce yapılması ve görülmesi gerekenler.Küba’da alışveriş yapmak isteyenler içinde fiyatlat uygun. Küba purolarının fiyatları Havana’ya göre daha ucuz mesela 25 lik paket Cohiba purosu Havana’da 30 CUC iken burada 25 CUC ve pazarlığada açık.Havana Club marka 70’lik 3 yıllık romlar 4 CUC civarınasatılıyor.Ben şu ana kadar sadece 5 CUC’a büyük bir Küba bayrağı ve 6 CUC’a Küba araba plakası aldım.Birde ressamlara değinmek lazım ki taşımak dert olmasa insanı almaya kışkırtan tablolar yapıyorlar.Fiyatları genelde 30-40 CUC civarında değişiyor.

Trinidad’a Havana’dan 25 CUC ödediğimiz turist otobüsü ile 5 saatte vardık.Otogarda bir casa işletmecileri ordusu tarafından karşılanıyorsunuz.Daha öncede dediğim gibi günlük 12 CUC yani 9 Euro’dan kahvaltı ve akşam yemeği dahil Hostal Teresita y Bernalda ile anlaştık. Adresi : Calle Maceo No:622 e/Piro Guinart y Pablo Picha Giron.Tel:994481. Gayet merkezi bir konumdaki hostelimize yerleşip bir kaç saat dinlendik.Fasulye yemeği,salata,meyva suyu,pilav,karides ve muzdan oluşan akşam yemeğimizin ardından Plaza de Major’da açık havada bulunan Casa de Musıca’ya gittik. Mojitolarımız eşliğinde çok güzel parçalar çalan grubu mest olarak dinledik,akşam saat 11 gibi salsa başladı.Birbirinden kıvrak yerli yabancı dansçılar pistte gece saat 2’ye kadar dans ettiler.Küba’lı olan hemen hemen herkes dansları çok iyi yapabiliyor, burda ders alan avrupalı turistlerde onlara ayak uydurmaya çalışıyor.

Sabah omlet,meyva tabağı ve kahveden oluşan kahvaltımızı yapıp, sıcak bastırmadan tarihi kasabanın sokaklarında fotoğraf gezisi yaptık.Saati 6 CUC olan internet cafede maillerimizi kontrol ettikten sonra öğlen 1 sularında günlüğü 2,5 CUC’tan bisiklet kiraladık ve yollara düştük. Hedef önce 4km uzakta deniz kenarına kurulan La Boca kasabası oradan sonrada methini duyduğumuz Ancon plajı.La Boca şirin bir balıkçı köyü burda çok fazla takılmayıp 1-2 km uzağında deniz kenarında yer alan tropik ağaçların altına kurulmuş bir bar restoranda balık yedik.Oradan 3-4 km daha gittikten sonra Ancon hoteli ve hemen arkasındaki Ancon plajı göründü.Dediklerine göre deniz Varedero’da ki kadar muhteşem değil ama buradaki kumsal Küba’nın en iyisi.Okyanusta yüzdük,palmiyelerin altında biralarımızı içip Orhan Pamuk okurlerken görüp ayaküstü muhabbet ile tanıştığımız Alman çiftletakıldık.Dönüşte koltuk biraz acıtsada güzel bir gün oldu.Akşam yine Casa de Musica’da yerel grupları ve dansları izledik.Ayrıca birde Afro Cuban halktan gençlerin Afrika’dan beri devam ettirdikleri geleneksel danslarından oluşan şov vardı.

Artık Trinidad’ta son akşamımız yarın Santa Clara’da Che’nın mezarını ziyaret edeceğiz.Che Bolivya’da yakalanıp CIA ajanlarının gözetiminde kurşuna dizildikten yıllar sonra 1997 yılında mezarı Küba’ya nakledilebilmiş.Şu ana kadar gezdiğimiz ülkelerde gördüklerimizden çıkardığımız sonuç dünyanın neresine gidersek gidelim bir barda,tişörtlerde,bir evde iki insanın fotoğraflarını görmeniz bizi hiç şaşırtmaz. Bunlar Bob Marley ve Che Guevara.Santa Clara’da anıt mezarı ziyaret edip kalmadan Cardenas’a devam edeceğiz.Cumartesi sabah Varedora’ya uğrayıp akşamınada son gece için Havana’ya ulaşmayı planlıyoruz.

Bütçe disiplinimizi bozmamak için rotamızdan Jamaika’yı çıkardık. Artık başka bir bahara diyelim.Pazar günü Orta Amerika gezimize başlamak için Guatemala’ya uçucağız.Mayaların topraklarında buluşmak üzere herkese selamlar.Burak Arıkan tavsiyelerin için çok teşekkürler.


Ertesi Gün – 8 Şubat Cumartesi-2008

Küba’da turistik otobüslerle seyehat,internet ve turistik dükkanlardan alışveriş çok pahalı. Bu 3 başlığa dikkat edilirse konaklama,yemek,içki çok ucuz.Günlük 20 Euro bütçe ile iyi yerde kalıp,güzel yemeklerle beslenip ve üzerine gece eğlencesine de katılmak mümkün.Biz bu bütçeyi yollara harcadığımız paralarda dahil tutturduk.Trinidad’a gelişte otobüse fazla para verdiğimizi düşündüğümüz için Santa Clara’ya otostopla gitmeye karar verdik.Akşam haritadan yolu inceledik.İki yoldan gitmek mümkündü,biri yoğun kullanılan dağları dolanarak geçen ana yol ki burada nispeten yoğun bir trafik var, diğeri ise Topes Callientes denen sıcak su havuzlarının bulunduğu dağları aşarak giden ve çok az arabanın kullandığı yollar.Bu yol daha kısa fakat dağlarda araç bulamayıp kalma riski var.Lonely planet’te bu yol hakkında uyarılar yazmış.60 km dağ geçişinde sadece bir tane köy var ve burayada hiç bir ulaşım aracı bulunmuyor.

Che Guevara’nın mezarını ziyaret etmeye gidiyorduk ve o da Arjantin’den buralara gelene kadar zorlu yolları aşmıştı.Bu gazıda alınca sabah 7.30 da kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra yürüyerek Trinidad’ın La Boca tarafındaki çıkışına gelip otostopa başladık.O gazla çıkınca ne su,ne yiyecek,ne çakmak bir çok gerekli olabilecek şeyi almadığımızı farkettik ama artık çok geçti. İlk önce bir minibüs durdu, bizi 2-3 km götürdü daha sonra arkası insanlarla dolu bir kamyonun kasasına atladık.Herkes güleryüzlü, nereye diye soruyorlar.Santa Clara’ya, ooo çok yolunuz var, kolay gelsin. Kamyondan da dağlara dönen yolun sapağında indik. Herkes biraz acıklı baktı arkamızdan.Bu yolda az araba olduğunu bildiğimiz için bir yandanda yürümeye karar verdik.Yalaşık 3 km yürüdükten sonra yol kenarında ormandan odun toplayarak kamyona yerleştiren bir grup insan gördük.Dağlara doğru yol alıp almayacaklarını sorduk. Odunları yükleyinece bir kaç km ilerdeki kampa gideceklerini söylediler.Hemen kolları sıvayıp bizde yüklendik odunları,yarım saatte kamyon doldu. 5-6 kişi atladık odunların tepesine,ateş bulunca sigaralarıda paylaştık. Pek keyifli oldu.Kamp sapağında atladık aşağı. Bütün kamyon arkamızdan bağırıyor, ağacın altında durup burdan araç bekleyin, o yol çıkılmaz hele bu sıcakta.Merak etmeyin gibisinden hareketler yapıp devam ettik yürümeye.Dik bayırları çıkmaya başladık.1 saat kadar yürüdük, sadece 2 dolu araba ve bir motor geçti yanımızdan. Artık ayaklar tükenme yolunda iken bir araba durdu. Fransız bir çift, araba zor çıkıyor yürünürmü bura atlayın dediler. Tulga’nın fransızcası çok iyi olduğu için muhabbete başladı. Araba kiralamışlar Küba’yı gezmek için, günlüğü sigorta dahil 50 Euro imiş. Gerçektenden de düşününce 15 günlük bir sürede kendi aracınla ne güzelde gezilir Küba.Araba zorda olsa Topes Calientes’e kadar kadar çıktı.Bu araba durmasa yürümek imkansızmış bu kısmı.Buradan sonra daha bozuk yollar,sarp dağlar ve sık ormanlar başlıyor.Fransızlara teşekkür edip bol şans dileklerini aldıktan sonra yürümeye devam ettik.Yolda bir köylü gördük. Abi bu yoldan en yakın köy kaç km.,25 km kadar,peki hiç araç gidermi bu köye, yok gitmez pek araç geçmez bu yoldan. Eyvallah olduk saate baktık.Saat 11 olmuş. Hava yaklaşık 6-7 arasında kararmaya başlıyor, yani 7-8 saat daha var ki bu sürede en kötü ihtimalle yürüyerek bu köye varırız diye düşündük.3-4 km kadar yürüdükten sonra sıcak dayanılmaz olmaya başladı. Bir süre sonra yol kenarında bir ev gördük. Tanrı misafiri olayı su istedik. Sağolsun teyzem buz gibi su getirdi bir şişede yanımıza verdi.Tamam dedik açlık bastırırsa bir eve daha gireriz.Bir kaç kilometre daha yürüdükten sonra talih yüzümüze güldü, bir minibüsle Küba’lı bir çift dağ yollarını gezerek Havana’ya doğru giderlerken bizi aldılar.Havana yolu Santa Clara’nın 7 km yakınından geçtiği için yolun büyük kısmını atlatmış olduk. Son 7 km. de önce bir araba ile şehir girişine geldik.Che anıt mezarı şehrin 3 km kadar dışında olunca bu sefer farklı bir istikamette otostop çektik.Bu 3 kilometreyide bir traktörün kasasında geldik.

Anıt civarında bir süre gezdikten sonra önce Che anısına yapılan müzeye girdik.Çocukluğundan itibaren fotoğrafları,kullandığı malzemeleri,anı defteri,mektupları,kıyafetleri ile donatılan müze çok güzel hazırlanmış.Fotoğraflara bakarken fotoğrafçılıkan,beyzbol ve golfe,çiftçilikten,diplomatlığa, yazarlıktan,tıp doktorluğuna,kitap sevgisinden,sinema ve satranç merakına bir insanın çok yönlü hayatı gözler önüne seriliyor.Ardından anıtın içine girip üzerinde hiç sönmeyen bir ateşin yandığı mezarını ziyaret ettik.Mezarının yanına onunla aynı kaderi paylaşan silah arkadaşlarının mezarları konulmuş.

Saat 3’ü geçtiği için otostopla veya otobüse binerek devam etme konusunda karar vermemiz gerekiyordu. Önce birkaç saat otostop deneme kararı aldık. Şehir içinden bizi otostopa alan bir at arabası ile şehrin çıkışına geldik.Saat 4.30’a kadar yaptığımız çaba sonuç vermedi.Otogara gene otostopla döndük. Halkın kullandığı atabüslere bilet alma girişimimiz engellenerek turist otobüsü gişesine yollandık.Bir kişi Havana bileti 18 CUC.Eminiz ki halkın kullandığı otobüslere 1 CUC’tan fazla ödenmiyordur.Elimiz mecbur napalım hava kararmak üzere bineceğiz diye düşünürken kapıda bir taksici 15’er CUC’a bizi 270 km uzaktaki Havana’ya götürebileceğini söyledi. Düşünün ki bu mesafeye taksi tutmak turist otobüsüne binmekten ucuz.Taksi ile iki buçuk saatte başkente geri döndük.Tecrübelendikçe ilk hafta Havana’da ödediğimiz oda fiyatınında pahalı olduğunu anladık.Aynı yere gidip oda için en fazla 20 CUC verebileceğimizi söyledik.Hemen kabul etti.Keşke bunu ilk gün yapsaydık 50 CUC kazanmış olurduk.2 CUC’a güzel bir yemek yedikten sonra duşumuzu alıp odamıza çekildik.

Bugün Küba’da son gün son bir şehir turu yapacağız.Bu arada Trinidad’tan puro alışverişimizi yaptık.Sokakta 15 CUC’a bulup güvenemediğimiz Romeo Juliet purolarının 25 lik paketini kaldığımız evin tavsiye ettiği güvenilir! bir adamdan 20 CUC’a aldık.Konsolosluk aracılığı ile aldığımız paranın çoğu Guatemala biletine gittiği için şu an sadece 50 CUC havaalanı vergisi ve havaalanına gidiş taksi parası olan 15 CUC’u ayırıp kalan tüm paramız olan 30 CUC’la bir şeyler almaya ve karnımızı doyurmaya çalışacağız.

admin

emrah kurtulmus

You May Also Like

Şili Gezisi – 23.12.2007

Peru Gezisi

Torres Del Paine’de Trekking – Şili Gezisi

Güney Amerika Rotası 5 – Peru

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir