Kore her mevsim ayrı bir güzel olsa da gezmek için en güzel aylar sonbahar ayları çünkü kışlar soğuk, yazlar ise nemli ve sıcak geçiyor. Yıl boyu film, müzik, maske, tiyatro ve türlü sanatlar ile ilgili festivallerin olduğu Kore’de benim en çok ilgimi çeken temmuz ayında yapılan Boryeong Mud Festival oldu.1997’de çamurun sağlığa faydalarının promosyonu amacı ile başlatılan bu festival günümüzde 9 gün süren ve 1.5 milyon insanın katıldığı dev bir festivale dönüşmüş. Gün boyu çamur ile ilgili bir çok etkinliğin olduğu festival gece konserlerle devam ediyor.
KLASİK ROTA
2 Haftalık bir Güney Kore gezisine en uygun rota 4 günlük Seul gezisi ile başlayan ve ardından 10 günlük Seul, Chuncheon, Sokcho, Seoraksan National Park, Gangneung, Jeongdonjin, Samcheok, Hahoe Village, Gyeongju, Seokguram, Busan, Jeju-do ve Seul yolculuğu ile tamamlanan gezidir.
Bu 10 günlük gezi sırasında Chuncheon’da bisikletle göl kıyısında gezmek ve buranın meşhur yemeği olan dakgalbi yemek, Seoraksan Ulusal Park’ında trekking yapmak, Gangneung’da tarihi evleri ve müzeleri gezmek, Samcheok yakınlarında yer alan büyük mağaraları ve Haesindang parkını görmek, Hahoe köyünde şehirlerde kaybolmaya yüz tutan orjinal Kore kültürünü yaşamak, Shilla Krallığı’nın eski başkenti Gyeongju’nun müzelerinde tarihi öğrenmek ve dünya mirası listesinde yer alan Seokguram’ı keşfetmek, Busan’da deniz ürünlerine doymak ve Jeju adasında dinlenip manzaranın tadını çıkarmak yapılması gereken şeyler arasında yer alıyor.
ULAŞIM
Kore’ye İstanbul’dan uçuş fiyatlarına baktığımızda en uygun havayolları 600 Euro civarındaki fiyatları ile Qatar, Ethiad, Emirates, THY, Asian diye düşükten yükseğe doğru sıralayabiliriz. Qatar Havayolları’nın son yıllarda Asya gezilerine yaptığı katkı ise Ankara merkezli uçuşlarda yapması ki bu Eskişehir gibi Ankara’dan hızlı trenle ulaşılabilen iller için büyük avantaj sağladı. Uçak biletlerindeki güncel durumları kayak,skyscanner ve ekobilet gibi arama motorlarından gitmek istediğiniz tarihleri girerek araştırabilirsiniz.
Kore’den diğer ülkelere uçakla geçiş yapmak isteyenlere ise Incheon’dan Uzakdoğu’ya Kuala Lumpur’a geçiş için Airasia’yı, Manila’ya Busan ve Incheon’dan geçiş için Cebu Pasifik’i ucuz havayolları olarak tavsiye ederiz.
Karadan ise Güney Kore’ye giriş yok ama Çİn ve Japonya’dan ferİbotlarla yapılan hızlı ve ucuz ulaşımlar, karayolu ile seyehat edenlerin işini bir hayli kolaylaştırıyor. Çin’de on değişik noktadan Incheon’a ferry kalkıyor. Bunlardan Pekin’den gelecekler için en uygunu Tianjin’den. Japonya’dan ise Fukuoka, Shimonoseki, Osaka ve Tsushima’dan Busan’a feribotlar ile gelebilirsiniz. Hızlı hydrofoil servisi ise sadece Fukuoka Busan arasında ve sadece 3 saat sürüyor. Bu biletlere ulaşım yapılan her iki ülkede de çok uygun fiyatlarla tren biletleri de eklenebiliyor. Mesela Seul’den Osaka’ya gidecek bir kişi İstasyon’dan Seul-Busan treni, Busan-Fukuoka feribotu ve Fukuoka-Osaka treni için tek bilet alabiliyor.Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi almak isteyenler www.seat61.comadresini ziyaret edebilirler.
Lokal ulaşıma gelince… Demiryolları hem metro ulaşımında hem de şehirler arası ulaşımda dünyanın en gelişmiş ağlarından birisine sahip. Seul metrosu ile istediğiniz her yere çok kısa sürede gidebilirsiniz. Herhangi bir turizm ofisinden hem Seul hem de metro haritası edinin ve rahat ulaşımın tadını çıkarın. Seul’de herhangi bir yerin adresine baktığınızda göreceksiniz ki önce metro istasyonun ismi, ardından da çıkış kapısının numarası yazılmış. Metro ücreti 1000 won ve 500 won da kart depositi olarak veriyorsunuz. Yolculuk sonunda deposit refund makinalarından kartı iade ederek 500 wonu geri alabiliyorsunuz.
Incheon ve Gimpo Havaalanları’ndan ise sabah saat 05.20’den gece saat 24’e kadar işleyen A’rex adı verilen Airport Railroad treni sizi 45 dakikada Seul merkeze ve bizim kaldığımız Hongkik University durağına taşıyor. Incheon’dan Seul’e tren bileti 3700 KRW. Havaalanında arrival bölümüne geldikten sonra Airport Railroad oklarını takip ederek kolayca tren istasyonuna ulaşıyorsunuz. Ortalama 10 dakikada bir tren bulunuyor.
AKLIMIZDA KALANLAR
Eylül 2011 itibarı ile ortalama 1$ 1100 wona, 1 Euro da 1500 wona denk geliyor. Ulaşım ucuz olsa da Kore genel olarak ucuz bir ülke değil. Günlük sırtçantalı gezgin bütçesi 30-40 Euro civarında seyrediyor.Güney Kore TC vatandaşlarından vize talep etmiyor. Turkcell hattıyla Türkiye’yi arayamıyorsunuz ama mesaj atmak veya aranmak mümkün. Bu gezi sırasında bulunduğumuz Rusya,Moğolistan,Çin ve Kore’de Vodofone’un anlaşmaları ve ağı Turkcell’e nazaran daha aktif idi.
Kore ve Türkiye arasında 6 saat zaman farkı var ki bu direk gelecekler için jet-lag problemi yaratabilir. Bu yüzden buraya vardıklarında yerel uyku saatlerine bir an evvel uyum sağlamaları gerekiyor. Elektrik prizleri en azından hostellerde batıdakilerle aynı ve bir adaptöre gerek yok. Bütün hostellerde, restoran ve kafelerde kablosuz internet bulunuyor. ATM’den para çekmek Seul’de biraz sıkıntı yaratıyor. Makinelerin çoğu yabancı kartlara para vermezken verenler için bizdeki ATM standartlarından farklı bir sistem olduğu için alışmak zaman alabiliyor. Eğer ATM ararsanız herhangi bir Family Mart veya Seven Eleven’a girdiğinizde içeride bir adet bulunduğunu farkedeceksiniz.
SEUL’U DOYASIYA GEZMEK
KALACAK YER
Seul’u doyasıya gezmek için önce kalacak yer ayarlamak gerekiyor. Biz 1 haftalık Seul maceramızda 3 değişik hostelde kaldık. Bunlardan ilki şehre ilk vardığımızda Pekin’de iken yer ayırttığımız City Hostel idi. Bu hostelde yanlışlıkla female -only dorm odalarda yer ayırtmışım. Hostel sahibine ısrarlarımıza rağmen kalmamıza izin vermedi:). Ama her yerin dolu olduğu bu yoğun sezonda başka hostelleri tek tek üşenmeden arayarak bize Blu Hostel’de yer buldular. City Hostel ortamı temiz, 3 odalı, merkezi yerde bulunan ve odalarında 6’şar kişinin konakladığı bir hosteldi. Blu Hostel ise daha büyük adeta dorm otel havasında bir yerdi çünkü bu koca bina sadece dorm odalardan oluşuyordu. Odada soğuk fransızlarla sıkıcı bir ortam olunca 3 gün kaldıktan sonra yine yakınlarda yer alan Mr. Kim’s Friends Guesthouse’a geçtik. Burası dublex bir ev , 4 tane odası var ve ortam diğer yere göre daha sıcak.Bütün hostellerde sıcak su 24 saat kesintisiz akıyordu ve duşlar gayet güzel ve temizdi. Fakat ortamın temizliği konusunda biraz sınıfta kaldılar. Ayrıca çarşaflar hiç değiştirilmedi. Hostellerin dorm fiyatları 20.000 won civarında ve hiç birinde bu fiyata dahil olan ekstra bir şey yok. Hepsinde internetin ücretsiz kullanıldığı bir bilgisayar ve wifi bulunuyor.Şunu kesin söyleyebiliriz ki eğer hostelde kalacaksanız Seul’de doğru adres Hongdae ve Hongkik Üniversitesi civarıdır. 24 saat hayatın hiç durmadan devam ettiği, güzel restorant, cafe ve barların bulunduğu bu bölgede yüze yakın hostel mevcut ve isterseniz hostelbookers aracılığı ile, isterseniz kendiniz tek tek gezerek bütçenize ve zevkinize uygun olanı seçebilirsiniz.
RESTORANT , CAFE ve BAR
Hongdae bölgesinde kaldığımız süre boyunca bizim bir çok yer arasından seçtiğimiz yerleri şöyle sıralayalım; Kahvaltı için Paris Baguette Cafe taze börekleri ve sandviçleri ile uygun bir yer ve bir çok sabah gittiğimiz bu işletmede ücretsiz internet de bulunuyor. Öğle ve akşam yemekleri için popolato , pasta ve pizza çeşitleri ile Kore yemeklerine alternatif bir yer. Güzel dekorasyonu olan Venus Kitchen hem Kore hem Uzakdoğu yemekleri ile güzel bir ortam sunuyor. The Flux Bar’ın altı diye tarif edebileceğim ve 3 kez Kore barbeküsünde, bira eşliğinde takıldığımız restoran ise bir çok barbekü restoranı arasında et severlere tavsiyemiz olur. Kore yemeklerine alışamadım diyenlere aynı bölgede yer alan İstanbul Kebap’ı öneririz. Tabi bunları karın doyurma amaçlı öneriler olarak veriyorum, birazdan Seul’de yapılması gerekenleri anlatırken gidilip yenilmezse olmaz yemekleri ayrıca anlatacağım.
Her çeşit barın olduğu Hongdae bölgesinde , biz akşam saatlerinde daha çok barların yoğun olduğu bölgede bulunan küçük parkı tercih ettik. Bu parkta akşam hava karardıktan sonra canlı müzik yapanlar, dünyanın her yerinden gezginler ellerinde biralarla takılıyorlar ki böyle ortam varken güzel havada barlara girmeye hiç gerek yok.
Ayrıca çevre büfelerden ve Family Mart’tan her şeyi çok daha ucuza alabiliyorsunuz. Gece 12’den sonra ise bu parka 30 saniye yürüme mesafesinde olan Cocoon Club bizim bir kaç populer club arasından tercihimiz oldu. Binin üzerinde insanın akşam saat dokuzdan itibaren uzun kuyruklarda bekledikten sonra doldurduğu bu club, ortamı, djleri ile bizim ülkemizde pek az olan Otto kalitesinde bir yer. Giriş ücreti hafta içi 10.000, hafta sonu 15.000 won ve bir içki dahil.Sadece lazer şovlarını izlemek için bile girmeye değer.
SEUL’DE 5 GÜNDE YAPILMASI GEREKENLER
Seul’de 5 günde biz bunları yaptık ve yaşadıklarımız bizi yeterince doyurdu. O zaman bu programı sizlerle paylaşmamız gerektiğini düşündüm.
1. GÜN
Kuzey Köyü anlamına gelen Buchon Hanok Village ile güne başlayın. Burası 900 geleneksel Kore evinin olduğu ve koruma altına alınmış bir mahalle veya köy. Burada bolca güzel evlerin özellikle kapı ve çatılarının fotoğraflarını çekin ve uygun olanlardan izin isteyerek içlerine girip gezin. Sokakta gezen ayaklı turist information olan gönüllü bayanlardan birer harita alırsanız size kısa bir bilgi aktarımı da yapacaklardır. Geziniz çok daha verimli geçer.Hongkik’ten bineceğiniz metrodan line 3’e geçerek Anguk istasyonunda ineceksiniz ve çıkış kapınız Exit 3.
Buradan sonra ise Seul’de bulunan 5 sarayın en önemlisi olan Changdeokgung’a yürüyerek devam edin. Sadece 5 dakika uzaklıkta. Giriş ücreti 3000 Won ve girerken harita almayı unutmayın.1405 yılında yapılan bu saray ana saray olan Gyeongbokgung 1590 yılındaki Japon savaşında yıkılınca ana saray olarak 1896 yılına kadar hizmet vermiş. Yaklaşık 1.5 saat sürecek saray gezinizde eğer açık ise gizli bahçeyi de görmeyi ihmal etmeyin.
Bugün yürüme günü ama bundan sonraki yürüyüşler öncesi güzel bir şeyler yiyerek güç toplamak lazım. Aynen geldiğimiz yönden Anguk istasyonuna doğru yürüyerek orayı da 50 metre geçtikten sonra Yulgongno caddesinin karşı tarafına geçerek trafiğe kapalı olan Insadong caddesine girin.
Az ilerde solda ancak sorarak veya koyacağım fotoğrafa bakarak bulabileceğiniz Tobang Restorant var. Burası geleneksel bir Kore restorantı ve yemekler ev hanımları tarafından yapılıyor. Bağdaş kurarak oturduğunuz masalarda size en güzel Kimchi sunuluyor. Bizim önerimiz Kimchi jjigae denilen çorba, bindaetteok denilen sebzeli pancake ve içecek olarak da jinro soju sizi hiç tatmadığınız bir yemek yolculuğuna çıkaracak.
Bu noktada Kimchi çorbası ile ilgili birkaç şey söylemek lazım. Ekşi, acı ve keskin lezzetli bu çorba içinde bir çok ot ve sebzeyi barındırıyor. Adeta dertlere deva bir iksir gibi içilen kalorisi düşük bu çorbanın kolesterolu düşürdüğü, kansere iyi geldiği ve hatta SARS ve kuş gribini önlediğine inanılıyor. Shut bardakları ile içilen Jinro soju ise yumuşak içimli bir Kore rakısı.
Acı dinçleştirdi , vücudumuz dinlendi. O zaman yürümeye devam! Daha bir hayli yolumuz var. Biraz daha mı enerji, peki o zaman cadde üzerindeki Kkul Tarae satıcılarından birer porsiyon da ballı, fıstıklı Kore tatlısından yiyelim. Pişmaniye gibi görünen ve ağızda pamuk şeker gibi eriyerek bala dönüşen bu tatlı Kimchi’nin üzerine ya iyi gelecek ya da sizi hemen caddenin sonundaki MacDonalds’ın tuvaletine gönderecektir:)
Cadde de dikkatinizi çekecektir.Kahramanmaraş dondurmasından kuruyemişçilere, mesir macunundan börekçilere her şeyi taşımış ülkem insanı Kore’ye. Artık hava yavaş yavaş kararıyor.
Caddenin sonundan sağa döner ve 100 metre ilerden karşı taraftaki caddeye devam ederseniz Seul’e ayrı bir tat katan su kanallarına ulaşırsınız. Aşağıya kanal boyuna inerek su kenarında şelaleler eşliğinde dinlenen Korelilerle birlikte ortamın tadını çıkarın. Su boyundan Cheong-gye Plaza’da spiral şeklindeki dev Candy Heykeli’ne kadar yürüyün.
İsteyenler buradaki faytonlarla kısa geziler yapabilir. Yukarı çıktıktan sonra sol caddenin girişinde, Kore savaşını unutmamak ve yardım edenlere minnettarlıklarını göstermek için kurulan açık havadaki fotoğraf sergisini gezin.
Bu caddeden devam ederseniz Seoul plazaya ve bir çok aktiviteye ev sahipliği yapan City Hall’e ulaşırsınız. Buradan City Hall’ün solunda kalan caddeden devam ederek Namsan Parkı’nın yanında yer alan Namsan Station’dan Seoul Tower’a çıkan teleferiğe binin veya hala gücüm yerinde diyenler yürüyerek de tepeye çıkabilirler. Geceyi Seoul manzarası eşliğinde burada noktalayın.
2. GÜN
Bir önceki gün ya sabah yola çıkmadan ya da akşam hostele dönünce işletmeciye ertesi sabah DMZ turuna katılmak istediğinizi söyleyin. DMZ Güney ve Kuzey Kore arasında silahtan arındırılmış tampon bölgenin adı. Kuzey Kore’yi dürbünlerle de olsa görmek ve sınırdaki havayı koklamak , yaşanması gereken bir duygu. Ayrıca bu gezi sırasında otobüsteki rehber tarafından Kore tarihi ile ilgili bilgilendiriliyor, 2-3 yıl önceye kadarki süreçte iyi giden ilişkiler süresince yapılan ama şu anda rafa kaldırılan demiryolu istasyonunu ve Seoul-Pyongyang hattının başlangıcını görüyor ve gizlice Kuzey Kore’liler tarafından yapılan ve kilometrelerce uzunluğundaki tünellerde yürüyebiliyorsunuz.Tecrübe etmekte fayda var. Tur üceti 40.000 won ve sınıra yolculuk 1.5 saat sürüyor. Sabah 8’de başlayan gezi öğlen 1’de sona eriyor.
Tur sonrası duşunuzu aldıktan sonra sizi Gwangjang Markette ziyafetler bekliyor. Bu yemek pazarı Seul’un olmazsa olmazlarından. Line 1’de yer alan Jongno-5 istasyonunda inip 7 numaralı çıkıştan çıkarak gidebilirsiniz. Geleneksel ve modernleşmeden günümüze kalan bu pazar hala eski günlerdeki havayı yaşatıyor. 200 civarı yemek satıcısının olduğu bu markette Kore mutfağının ve hatta Japon mutfağının envai çeşit yemeklerini tadabilirsiniz. Ama bizim karnımızı doyurduğumuz nokdu bindaetteok denilen gözlemelerden de hüpletmeyi unutmayın. Bir tanesi 4000 won ve 2 kişiyi rahatça doyurabilir.
Pazarı ve çevresini gezdikten sonra Hangdoe’de akşam saat 5’te başlayan Nanta gösterisine gidin. Bütçeyi biraz zorlayacak kadar pahalı ama bu da Kore’nin olmazsa olmazları arasına girmiş bir müzik ve stand up gösterisi. Ama müzik yemek gereçleri ile yapılıyor.Yani müzisyenler aslında aşçı ve bıçak, çatal, tencere gibi mutfakta bulunan her türlü aleti kullanarak bir müzik ziyafeti sunuyorlar. Gösteri 90 dakika sürüyor ve bilet fiyatları oturacağınız yere göre 40 bin ila 50 bin won arasında değişiyor.
Şov sonrası Cocoon Club’ın yanındaki parkta birer bira iyi gidiyor.
3. Gün
Bugünü ise daha çok alışveriş yerlerini gezme amaçlı ayırdık. Ama sırf hediyelik eşya ya da AVM değil, daha ilginç yerler bulmaya çalıştık. Öğlen saatlerinde ilk durağımız Thief Market ve çevresindeki caddelere kurulan Flea Market denilen ikinci el pazarı. Dongdaemun metro istasyonunda inerek çevre sokaklara yayılan 2. el eşya satıcılarını gezin ve sokakları bitirdikten sonra Seoul Folk Flea marketi sorarak bulun. 2 katlı ve bir hayli büyük bu markette antika ve ikinci el eşya severler çok ilginç malzemeler bulabilirler. Biz kafeye dekorasyon amaçlı bir kaç şey aldık. Fiyatlar gayet uygun.
Alışveriş ile ilgili dünyanın en büyük AVM’sinden sokak pazarlarına bir çok alternatif bulunan Seul’de zevkinize uyanı seçin ve öğleden sonranızı buraları gezerek geçirin ama akşam üstü son durağınız Itanewo olsun. Itanewo şık ve zarif mağazaları, kaldırımlara her dilde merhaba yazılan taşları, şık lokanta ve kafeleri ile Seul akşamlarının ayrı bir cazibe merkezi. Dünya mutfaklarını bulmanın mümkün olduğu ana caddede birçok Türk restoranı bulunuyor.Buraya gitmek için yine aynı adı taşıyan istasyonda inmeniz gerekiyor.
4. Gün
Bugünün sabahını müzeleri gezmeye ayırın. Bizim tavsiyemiz Ulusal Müze ve Savaş Müzesi. Modern bir binaya kurulu National Museum of Korea’ya gitmek için Line 1 veya 4′ te yer alan Ichon istasyonunda inip 2 numaralı çıkıştan çıkıyorsunuz. Kore tarihine ışık tutan müzede geçmişe bir yolculuk yapabilir ve değerli hazineleri görebilirsiniz.
Savaş müzesi ise Line 4 ve 6’da yer alan Samgakji istasyonunun 12 no.lu çıkışında…Kore savaşında yaşananların ve bir çok askeri malzemenin sergilendiği bu müzede aynı zamanda o günleri anlatan siyah beyaz belgeseli de izleyebiliyorsunuz.
Öğle yemeği için durağımız Noryangjin Fish Market. Her türlü deniz ürününün bulunduğu bu markete Line 1 veya 9 da yer alan Noryangjin istasyonunun 1 numaralı çıkışından ulaşılıyor. Pazardan pazarlık yaparak alacağınız ürünleri bir üst katta bulunan restoranlarda zevkinize göre pişirterek afiyetle mideye indirebilirsiniz.Löplöpçüler için taze deniz ürünleri kaçırılmayacak bir fırsat.
Öğleden sonra ise bisiklet rotasını takip ederek yapılacak bir bisiklet gezisi var. Line 5’te yer alan Yeouinaru istasyonunun 2 no.lu çıkışından 100 metre kadar Yeouinaru Parkı’na yürüyorsunuz. Parka girdiğinizde hemen karşıda önünde bir çok bisiklet olan bir dükkan göreceksiniz. Saati 5000 KRW’dan kiralayacağınız bisiklet ile parkın sol yolundan Han Nehri’ne doğru devam edin ve alt geçitten geçerek nehir kenarına inin ve buradaki bisiklet yollarını takip ederek güzel bir gezi yapın. İsteyen nehrin üzerindeki köprüden geçerek ve bir sonraki köprüden geri dönerek rotayı uzatabilir. Bu uzun rota dahilinde Dünya Kupası Stadyumu’nu görmek mümkün.
Bu gece bu kadar sporun üzerine Cocoon Club’ta biraz dans hiç fena olmaz.
5. Gün
Bugünü bence meşhur Kore spalarına ayırmak, hamamlarda, saunalarda keyif yaptıktan sonra günü Olimpiyat Parkı’nda dinlenerek bitirmek ve gezi notlarını toparlamak herkese iyi gelecektir. Spalardan önerimiz Silloam Fomentation Sauna veya Dragon Hill Spa.
Annyeong-hi gyeseyo…………
Bu yazıyı okuduktan sonra G. Kore’ye gitme isteğim daha da büyüdü. :)) Teşekkürler çok keyifliydi. ♥
Okudukça sanırım iyice korktum bi okadar da gitmek istedim :)umarım bizede nasip olur..
Kesinlikle Kore’ye gideceğim zaman yazdıklarını yapmaya çalışacağım 🙂
Guney koreye gitmek icin sabirsizlaniyorum tesekkurler:)
koreye bir gezi planlamaya çalışırken yazdıklarınızla karşılaştım. Her şeyi çok güzel anlatmışsınız bana bir tek uçak biletlerini almak kaldı. Teşekkürler
Güney Kore’ye arkadaşımla birlikte bir seyahat planlıyoruz fakat çok fazla bilgimiz yok. İki kişinin tüm masrafları ne kadardır acaba yardımcı olursanız çok sevinirim.
Gercekten harikaydi bunu okuduktan sonra hemen bilet aldim 3gun sonra guney kore de akicagim
Açıkçası biraz karmaşık görünüyo ama oraya mutlaka gidice 🙂
Ben kesinlikle koreye gidicem ve gezicem orayı hatta tatilde giderim çok hevesliyim çok güzel bir yer 🙂
sizce güney kore ziyareti için en uygun mevsim/ ay hangisidir?
Güney Kore en çok merak ettiğim ülke.Güzel bilgi paylaşımı için teşekkürler.