Kuzey Kore’de birlikte gezdiğimiz Hollanda’lı Malice bu gezi için ‘Once in a lifetime experience’ demişti. Benim Trans Mongolia ile başalayıp Doğu Timor,Papua Yeni Gine ve Kuzey Kore’de son 3 ayda yaptığım yolculuklarda genelde bu cümle kullanılıyor.O zaman hayatta bir kere yaşanacak tecrübelerde sırada Chengdu’dan başlayıp 6000 km kara yolculuğu ile Lhasa üzerinden Tibeti aşıp Everest ana kampına oradan da himalayaların diğer tarafına Nepal’in başkenti Katmandu’ya ulaşacağım yolculuk var.Ortalama 4000 metre yüksekliğin üzerinde gerçekleşecek bu yolculuk şimdiden beni bir hayli ürküttü.Gezinin sonunda ise bu zorlu yolculuğu tamamlamanın dışında ikinci bir mutluluk beni bekliyor.Yekta geliyor.
14.10.2011 Chengdu, Çin
Pyong Yang’tan önce Shenyang’a, oradanda Tianjin aktarmalı Tibet yolcularının Xining ile birlikte iki ana kampından birisi olan Chengdu’ya ulaştım. Çin’de hostel denince ilk sıralarda adı geçen Sim’s Cosy Garden Hostel’e yerleşip Tibet turları ile ilgili kapsamlı bir araştırmaya girdim.Hostel’in panosu aynı 60 ve 70’lerde Sultanahmet’te ki Puding Shop’da olduğu gibi Katmandu’ya yol arkadaşı arayanların notları ile dolu.2008’e kadar izin belgesiz bile girilmeye başlanan, biskletli gezginlerin elini kolunu sallayarak geçtikleri yer haline gelen Tibet’te son 2 yıldır sıkıyönetim var. Bu yıl 3 ay hiç turist alınmadı. Haziran sonu başlayan turist alımında da her şey zorlaştırılmış, kaçak girmeye çalışanlara karşıda kontrol noktaları arttırılıp, cezalar daha caydırıcı hallere getirilmiş durumda.Tek seçenek aynı Çinli turistlerin dalga geçtikleri Kuzey Kore’de olduğu gibi tur acentalarından tur alıp üzerine de polisten,ordudan ve tibet turizm bürosu’ndan TTB,Alien Travel Permit ve Military Permit denilen izin belgelerini almanız. Lhasa merkez dışında her yere, Lhasa içinde de tapınaklara acentanın size vereceği rehberin eşliğinde gitmeniz ve onun izinleri doğrultusunda hareket etmenizde Çin’in özgür Tibet hareketine karşı işi nasıl sıkılaştırdığını gösteriyor.
Chengdu
Chengdu Pekin,Sangay,Guangzhou gibi şehirlerden sonra uluslararası uçuşlarda meşgul havaalanlarından birisine sahip. Tibet’i gezmek için Çin’e gelen bir çok kişi başka şehirlere hiç uğramadam Avrupa’dan,Güney DoğuAsya’dan direk buraya uçuyorlar. Kualalumpur’dan Airasia’nın uçuşları ucuza gelmek isteyenlerin gözdesi. İstanbul’dan ise Hainan havayollarının Urumçi aktarmalı uçuşlarında bazen çok uygun promosyonlar oluyor.Türk havayolları ise Air Chiana ile ortak uçuşları sayesinde Çin’in her şehrine bilet satabiliyor.Bunlar Şangay ve Pekin aktarmalı gerçekleşiyor.
Burada öncelikle şunu belirtmek gerekiyor eğer Çin vizesi alırken Tibet’e gideceğinizi söylerseniz işinizi hiç yok yere zorlaştırmış olursunuz. Zaten şu aralar turistik vize vermeyen İstanbul ve Ankara Çin konsoloslukları zorla verdikleri vizeyi iyice zora sokarlar. Biz Türkiye’den hiç Çin vizesi almadık. İlk 3 girişimizde Hong Kong’tan almıştık ama olimpiyatlardan sonra burada Türkiye vatandaşlarına vize verilmesi durduruldu. Son durumu takip etmek gerekiyor. Eğer buradan almanız gerekiyor ise de konsolosluğun yazı yazarak vize verilmesini sağladığını duyduk. Son iki vizemizi ise Ulanbatur ve Pyongyang’tan çift girişli aldık. Bu iki şehirde de hiç formalite olmadan vize veriliyor.Bunların ayrıntıları Kuzey Kore ve Trans Mongolia notlarında. Ayrıca Bangkok,Chiang Mai ve Seul’de kesinlikle vize vermiyorlar. Tokyo’da ise İsmail ve Özcan dünya turları sırasında vize aldılar.
1. Panda beslemek itiyorsanız Sims Cozy’den 50 Yuan’a alacağınız tur ile sabah saat 9 civarında vahşi pandaların karınlarını doyuracağınız geziye katılabilirsiniz.
2. Sichuan Operası bu şehre geldiğinizde kaçırmamanız gereken etkinliklerin başında geliyor. Sims Cozy’nin sahibi opera müdürü ile yakın ilişkileri sayesinde hem 100 Yuan gibi uygun bir rakama turlar düzenliyor hem de bu torpil sayesinde müşterilerini iyi yerlere oturtacağının garantisini veriyor. Eğer Panda besleme gezisinide almışsanız 10 yuan indirim kazanıyorsunuz.
3. Wenshu ve Wuhou tapınakları Tibet’e gitmeden önce budist ibadet ortamını görmek isteyenler için iki güzel ortam ve çevrelerinde de güzel restoranlar sunuyorlar. Tibet’te bolca tapınak gezeceğinizide hatırlatayım.
4. Xinjiang Hong Mudan Musilin Kuaican: Chengdu’nun populer lokantalarından birisi olan bu Sincan Uygur restorantı taş fırında harika pideler, çöp şişler, etli pilavlar gibi hiç yabancı olmayacağınız tadlar sunuyor.Tam bir esnaf lokantası ortamı,sürekli dolup boşalan masaları, Türkiye’nin yerini belkide haritada bilmeyen ama bu avrupalıya benzeyen adam bizim dili konuşuyor diye şaşaırıp sizle türkçe konuşan personeli ve sahibesi ile Kaşgar’a veya Urumçi’ye gidemeyenlere güzel bir ortam yaşatıyor. Metrodan Nijiagiao durağında indikten sonra çıktığınız caddeyi dik kesen Lingshiguan Lu caddesinden Amerikan Konsolosluğuna doğru devam edin.Yaklaşık 500-600 metre sonra Kehua Beliu caddesine çıkacaksınız. Burdan üst geçitten karşıya geçip sağa doğru 50 metre devam edin. Solda ki Kehua Jie caddesinde bulunan Uygur lokantası 100 metre ilerideki ışıklarda karşı köşede bulunuyor. Afiyet olsun.
Kalınacak Yerler
Sims Cozy Garden Guesthouse: Dünyayı sırtçantaları ile gezerken hosteller konusunda uzman olmuş Japon ve Singapurlu çiftin açtığı bu hostelde her şey düşünülmüş. Zaten yüksek düşük sezon demeden tıklım tıklım olmasıda bunu gösteriyor. Turları,güzel barı,internet odası, lokantası, çamaşıhanesi, sinema gösterimleri, pazar geceleri bar quizleri, kütüphanesi, panoları,değişik konularda uzman gönüllü çalışan gezginleri, son derece rahat tek kişilik,2 kişilik,8 kişilik odaları ile her yaşa,her ekonomiye uygun bir ortam yaratmışlar. Gerçekten tebrik ediyorum.
Alternatif olarakta Traffic Inn’i düşünebilirsiniz.
Tibet’e yolculuk için neler yapmamız gerekiyor?
Tibet’e yolculuk için önce doğru acentayı bulmak gerekiyor. Chengdu’ya gelmeden önce ki 15-20 gün bu konuda kapsamlı bir araştırma yaptım.En uygun turlar konusunda Xinning şehrinde bulunan Tibetan Connections ve Snowlion Travel acentaları ön plana çıktılar. Xinning Tibet’e trenle 24 saat uzaklığı ve 2500 metre yüksekliği ile iklime alışma yönünden en uygun yer.Bu iki acentanın fiyatları 9 günlük Lhasa-Kathmandu yolculuğu için tren bileti dahil 4-5 kişilik gruplarda kişi başı 300-400 Euro arasında mevsime, o anki yoğunluğa, pazarlığa göre değişiyor. Bu fiyatlarda rehberlik,toyota land crusier jip,benzin,şöför,Potala Sarayı giriş ücreti dahil oluyor. Kalma,yemek ve diğer giriş ücretleri ise size kalıyor.
Şimdi Chengdu ve Pekin’de ki acentalara geçmeden bazı konulara ışık tutmak gerekiyor. Zaten bütün dünyada turizm işinin ve acentaların nasıl işlediğni bilirsiniz. Karı arttırmak için 8 takla atarlar ama genelde kozlar sizin elinizde olur. Ama burada sizi acentalara mahkum eden bir diktatorya rejim olduğu için ve bu acentalarda Kuzey Kore’de ki gibi devlete ait değilde her türlü canbazlığı bilen sistemin acentaları olunca eli kolu bağlı duruma düşüyorsunuz. Sizi böyle yakalayınca öyle abarmışlar ki neler neler yapmışlar.
Öncelikle Lhasa’da sadece Potala ve yanında da ziyaret edeceğiniz bir iki tapınak dışında rehberlik bir işiniz yok. Ama yüksekliğe uyum sağlamak için 2-3 gün kalmanız gerektiği ki bu doğru, söylenip her güne gereksiz 2-3 tapınak gezisi gösterilip günlük 200 Yuan rehberlik hizmeti eklenmiş. Lhasa’da her yere yürüyerek gidebilirsiniz ki taksilerde 5 Yuan’a her yere gidiyor.
İkincisi Nepal sınırı Lhasa’dan durmadan gidrseniz 11 saat ordanda Katmandu 4 saat. Şimdi bu 11 saatlik yolculuk sırasında görülecek yerler yok mu var. Shingatze Manastırı, göller, Everest Base Kamp belki 1-2 şey daha her biri en fazla 1-2 saat sürecek aktiviteler. Acentalar ise gezilerden gün başı para kestikleri için Lhasa-Nepal sınırı yolculuğunu 9 güne,11 güne kadar çıkarmışlar.Bence Lhasa’da 2 gün üzerine de 1 gece Shingatse, 1 gece de Everest Base kamp’ta konaklayarak yapılacak 3 günlük yolculuk fazlası ile yeterli. Yani toplamda 6 günlük bir gezi almak ve Lhasa’da bir günde rehberle göreceğiniz yerleri görüp diğer günü kendi başınıza şehri keşfetmek için off almanız ve bugün içinde rehberlik ödememeniz en uygunu olacak.
Bu koşullar altında en az 20 gün önceden acentanızı tespit edip pazarlıklara başlarsanız 4-5 kişilk bir grupta kişi başı 200-250 Euro arası bir fiyata bahsettiğim 6 günlük yolculuğu, Xinnig’ten hard seat bilette dahil olmak üzere alabilirsiniz.
Kişi sayısı 3’e düşünce fiyat yüzde yirmi artıyor, 2 kişiye düşünce bir yüzde yirmi daha ama tek kişiye düşerseniz 2 kişiye göre yüzde seksen artıyor. Yani şöyle diyebiliriz. 5 kişide dediğim durumlar uygulanırsa 5 kişilik grup kişi başı 200’er Euro’ya, 4 kişilik 240 Euro’ya, 3 kişilk grup 290 Euro’ya, 2 kişilik grup 350 Euro’ya, tek kişi ise 650 Euro’ya bu turu satın alabilir.
Chengdu’da Sims Cozy Garden Hostel Tibet’te anlaşmalı olduğu A kalite ve B kalite isimleri ile pazarladığı iki şirketle çalışıyor. A kalite olan B kalite olana göre yüzde on daha pahalı. Bunun nedenini ise aynı rotayı aynı hizmetle yapmalarına rağmen B kalite olanın organizasyonlarında bazı ufak aksilikler çıkabiliyor olması imiş. A kalite 4 kişilik gruba kişi başı 350 Euro’dan satılıyor. 3 kişilik gruba ise 400 euro’ya geliyor.
Yol arkadaşlarım Alman tenis hocası Horst ve Colorado’lu emekli öğretmen Mitch. Horst eşinden boşanmış ve 2 aylığına vurmuş kendini yollara, 70 yaşında ki Mitch ise 100 ülkeyi ve 6000’in üzerinde ki 10 zirveyi devirmiş yola devam ediyor.
Yol arkadaşı nasıl buluyorsunuz?
En etkin yöntem lonely planetın thorn tree forumlarına mesaj bırakmak. İkinci yöntem acentaların web sayfalarının yol arkadaşı arıyorum bölümüne not yazmak. Üçüncü olarakta kaldığınız hostelin panosuna mesaj bırakmak.Lonely planetın forumları aynı geziyi yapacak binlerce kişiye hitap ediyor, tarih,rota ve acentayı kesiştirmeye çalışıyorsunuz. Acentaların web sayfasında acenta tamam oluyor tarih ve rota denk getirilmeye çalışılıyor.Hostel panolarında ise ön plana rota çıkıyor. Sırtçantalılar için büyük çoğunlukla Katmandu’ya karadan ulaşmak ön plana çıkıyor. Çünkü çoğunluk oradan sonra yeni ülkeleri gezmeye devam ediyor.Geri dönmek yok yani,yola devam.
İzin belgelerinin alınması
Diyelim ki 4 kişilik grubu kurdunuz, tarihlerde anlaştınız,acentanın verdiği fiyatlarda da orta yolu buldunuz. Hatta Xinning veya Chengdu’dan da trende istediğiniz güne istediğiniz bölümden yer olduğunu da öğrendiniz.Rahatladınız olay bitti mi? Tabi ki hayır. Tibet’e gidiyorsunuz.3 izin belgesinin alınması için acentanızın başvurması gerekiyor. İzin belgeleri ne para ne de alamama gibi risk ifade ediyor. Tek anlamı zaman kaybının ne kadar olacağı ile ilgili. Normal şartlarda Lhasa’dan alınan TTB yani Tibet Turizm Bürosunun verdiği izin 2 iş gününde alınıyor.Bunun için pasaportunuzun bilgi sayfasının, Çin vizesinin ve bir fotoğrafınızın taranıp mail ile acentaya yollanması gerekiyor. Yada kaldığınız hostelden hallediyorsanız elden verilmesi gerekiyor.
Eğer trenle gidecek iseniz 2 iş gününde çıkarılan TTB izin belgesinin maille yollanmış halinin baskısı trene binmek için yeterli oluyor. Ama uçakla gidecek iseniz bu belgenin aslının Lhasa’dan posta ile kaldığınız hostele yollanması ve bu belge ile check in yapmanız gerekiyor.Hızlı posta ile 24 saatte Çin’in her yerine yollayabiliyorlar.Siz tren yolculuğunda iken polisten alınan izinlerde tamamlanıyor.Son olarak askeriyeden alınacak izin belgesi ise Shingatse’de yolculuk sırasında 5 dakikada çıkartılıyor. Bu belgelerin toplam masrafı 10 Euro’yu geçmiyor.O yüzden bu masrafı da acentalara koz olarak kullandırtmayın.
Tren Biletleri
Lhasa’ya 4 ana duraktan tren kalkıyor.Her gün tren kalkan Pekin’den 48 saat Chengdu’dan ise 44 saat sürüyor. Şangay ve Guangzhou’dan ise gün aşırı tren kalkıyor ve ulaşım süreleri 52 ve 58 saat.3 değişik bilet satılıyor. Bunlar soft sleeper,hard sleeper ve hard seat olarak satılan sırası ile 4 kişilik kompartıman, 6 kişilik kompartıman ve oturarak yani pulman olan biletler olarak tanımlanabilir.Yatacağınız yerin soft sleeperda altta veya üstte olmasına, hard sleeperda ise altta,ortada ve üstte olmasına görede fiyatlar yüzde on oynuyor. Üstler daha pahalı oluyor.
Pekin,Chengdu,Guangzhou ve Şangay ‘dan kalkan trenler için hard sleeperın orta katını öneririm. Soft sleeperlar çok pahalı en az 50 euro fark ödüyorsunuz ki sadece kompartmanda 2 kişi az kalalım diye. Bence bu gereksiz. Altta insanlar uyumadıkları zaman yatağınıza oturabiliyorlar,en üst ise ortaya göre daha az yaşam alanına sahip.Ortanın bir artısıda yattığınız yerden dışarıyı pencereden izleyebilmeniz. Kampartıman dışı koridorlarda yemeğinizi yiyebileceğiniz, sıkıldınızmı oturup dışarıyı izleyebileceğiniz desk ve açılır kapanır sandalyeler bulunuyor.
En uygun olarak tavsiye ettiğimiz Xinning’den binecekler bu trenlerin hepsine binebiliyorlar. Hepsi Xinning’ten geçiyor. 24 saat süren yolculuk için fazla para harcamak istemeyenler Xinnig’ten sadece 4-5 saat sonra 5200 metrede yer alan ve bu treni dünyanın en yüksekten yolculuk yapılan treni yapan Tongala geçiti ile başlayan himalayaların ve Tibet platosunun güzelliklerini izleyerek hard seat koltuklarda oturarak Türkiye’den alışık olduğumuz düzende yolculuk yapabilirler. Bu sayede 50 dolar kadar daha bütçelerine katkı sağlamış olurlar.
Xining’e ise uçakla ya da trenle gelmeniz arasında çok büyük fiyat farkı olmayacağı için ben uçağı öneririm. Pekin’den 100-150 Euro arası fiyatlara bilet bulabilirsiniz.
Yanınıza almanız gerekenler
Yemek olarak yanınıza hiç bir şey almasanız gene sorun yaşamazsınız. Trenin restoranı olmasına rağmen el alabaralı satıcılar ile kompartımanlara da 2-3 saatte bir tabildot yemek, her saatte bir her çeşit meyve ve içecek çeşitleri servisi yapılıyor.Tabildot yemek istemez iseniz trene binmeden almanızı tavsiye edeceğim en çok işe yarayan hazır noodle çorbaları ve light ton balıkları diyebilirim. Sallama çay ve hostelden kahvaltıda biraz uçuracağınız şeker her vagonda sıcak su makineleri olduğu için çok işe yarıyor.Biraz meyve, bir kaç snickers arada atıştırmak için iyi geliyor.
Ve en önemli şey ise yükseklik hastalığının en temel ilacı olan su. Günde hem trende hem de Katmandu’ya kadar yolculuğunuz sırasında 4-5 litre su tüketmeniz gerekiyor.Bunu başarabilir iseniz baş ağrısı hemen hemen hiç yaşamayacaksınız.
Kafa lambası,isviçre çakısı,metal kupa bardak,ıslak mendil yanınızda bulunması gerekenlerin başında geliyor.Laptop,kamera,cep telefonu gibi aletlerinizi de son gece hostelde şarj etmeyi unutmayın.Okumak için bir kitabınız varsa ilaç gibi gelecektir.
Chengdu-Lhasa treni ile dünyanın en yüksek demiryolunda yolculuk
Hostel Mitch ve beni ücretsiz olarak Chengdu istasyonuna bıraktı. Peronlara giriş öncesi kurulan turnikelerin önünde kuyruğa girerek biletleri kontrol edecek memurun gelmesini bekledik.Fazla supermarket alışverişi yapmışım çantam baya ağırlaşmış.20.59’da kalkacak trenin turnikesi kalkmasına 20 dakika kala açıldı. Biletler ve izinler kontrol edildikten sonra vagonlarımıza yöneldik. Ben hard sleeper bileti 594 yuana aldım. Mitch ve Horst’ın soft sleeper biletleri ise 1069 Yuan. Doğal olarak vagonumda 5 Çinli var. Vagonlarına turistin denk gelmesinden çok memnun değiller. Bu Çinlileri anlayabilmek o kadar zor ki enteresan bir milletler.
Saat 22.00’de trenin tüm ışıkları sönüyor ve herkes uykuya geçiyor. Sabah saat 9’a kadar uyumuşum. Zaman geçircek bir uğraşı bulmak lazım diyerek kalkıp krem peynir,ekmek, çaydan oluşan kahvaltımı yapıp Mitch ve Horst’ın bulunduğu vagona geçtim. Mitch kadar birikimli birini bulunca dünyanın dört bir yanında ki tecrübelerini dinlemek benim için çok eğlenceli oldu. Pakistanda’ki zirve tırmanışlarından, Dharamsala’da Dalai lama ile tanışmasına, kutuplarda ki trekkinglerinden Güney Afrika’da ki dalışlarına harika anılar dinledim. Bu arada saatlerde su gibi aktı.
Akşamüstü kompartımana çekilip noodle çorbamıda içtikten sonra uzanıp laptoptan film izledim. Bu arada Xining’i de geçtik. Yükseklik hafiften kendini hissettirmeye başladı. Gece neredeyse hiç uyumadım. Saat 2’gibi yolculuğun en yüksek noktası olan Tangala geçitini geçtik. Bir anda 500 metrelik Chengdu’dan 5200 metreye çıkmak beni biraz darmadağın etti. Çinlilerin hepsinin elinde mate benzeri bir yaparağı termoslarda ki sıcak suyun içine atarak yaptıkları çay benzeri bir şey ki yükseklik hastalığına iyi geliyormuş. Hepsi habire lüpür lüpür içiyorlar. Bir oyana bir buyana döne döne sabahı ettim.
Yükseklikte vücudun değişen şartlara uyum sağlama süreci daha tıbbın tam olarak açıklayabildiği bir şey değil. Herkes farklı etkilenmeler yaşıyor. Tibet’e gelen turistlerden her sene bir tanesi bu uyum sağlama sürecinde hayatını kaybediyor. Yüzde bir oranında ise ileri derecede etkilenip hastaneye kaldırılanlar oluyormuş.Burun kanaması gibi belirtiler gösteren kişiler acil oksijen desteği verilerek ilk uçakla geri yollanıyorlar.Ama çoğunlukta ise halsizlik, baş ağrısı,vücudun gücünün düşmesinden doğan eklem ağrısı gibi gribal belirtiler,uykusuzluk değişik boyutlarda da olsa yaşanıyor.
Kompartmanda konuşacak bir insan olmayınca insan ister istemez oksijeni az ortamda daralıyor. Her ne kadar trene oksijen desteği yapıldığı söylense de tuvalet camları açık, her istasyonda kapıları açılıp kapanan trende basınç dengesi nasıl sağlanabilir ki pek gerçekçi gelmedi. Ama bu işte ağrılar ön plana çıktığı için psikolojik faktörler çok etkili oluyor. Güney Afrika’da birlikte gezdiğimiz Afganistan ve Irak’ta Holanda gizli örgütünde yıllarca çalışmış Peter acıcın beynin ürettiği bir yalan olduğunu , ağrısı olan veya acı çeken bir insanla sağlam bir insanın 100 km yolu aynı sürede yürüyebileceğini anlatmıştı.
Mitch ve Horst ile buluşup muhteşem manzaralar eşliğinde hararetli muhabbetlere dalınca ne ağrı kaldı ne sızı ve öğleden sonra saat 16.40 saatlerinde Lhasa İstasyonuna geldik.
LHASA
1. Gün
İstasyonda rehberimiz tarafından karşılanıp bizim kalmak istediğimiz Yak Otele arabayla bırakıldık. Lhasa’da konaklama için her ekonomiye göre seçenekler var.Biraz yüksekliğin verdiği halsizliğide göz önüne alarak orta sınıf otel seviyesine giren Yak Oteli seçtim.Bu konuda rehber size tavsiyelerde bulunuyor ama son karar sizin olduğu için nereleri görmek istiyorsanız oraya götürüyor.Odaları gayet güzel ve temiz , sıcak suyu akan,odayı ısıtmak için kliması olan Lhasa’nın en eski otellerinden Yak iki kişilik odalara 200 Yuan(oda için 23 euro) alıyor. Ve her şeyden önemlisi yeri eski Lhasa’nın merkezinde bulunuyor.
Lhasa istasyonundan eski Lhasa’ya gelirken biraz şaşırdım. Çünkü böyle 2 milyon kişinin yaşadığı her yeri 15-20 katlı binalar,alışveriş merkezleri,reklam panoları ile dolu bir şehir hayal etmemiştim. Hatta 4 gidiş 4 geliş otoyolda giderken Potala Sarayının önünden geçince aynı Kahire’de piramitleri yüksek apartmanların arasında görünce şaşırmam gibi hayal kırıklığına uğradım. Fotoğraflarda piramitler hep çölde görünür, Potala’da sanki Sümela Manastırı gibi dağlarda imiş gibi gelirdi bana.
Çantamı odaya atıp eski Lhasa’nın sokaklarına dalınca moralim düzeldi. Burası dar sokakları budist tapınakları, camileri, halk pazarlarları,yerel kıyafetli insanları,eski evleri ile hayalimde ki Lhasa. Elime aldığım harita ile Barkour meydanını buldum.Meydanın merkezine inşa edilmiş Jokhang tapınağı Budizmin kalesi gibi duruyor.Önünde yüzlerce insan sabahtan akşama kadar yere uzanıp kalkarak ibadetlerini ediyorlar. Gene binlercesi de tapınağın çevresini ellerinde Mani Wheel denen dua tekerleklerini çevirerek dolanıyorlar.
Her köşe başında onlarca Çinli asker nöbet tutuyor. Herkesin dualar edip, tütsüler yaktığı bu mistik ortam sanki fırtınada önceki sessizliği anımsatıyor.Bu kadar huzur ve barış dolu görünen bu ortamda neden bu kadar çok asker var. 2008 martında belki aynı böyle huzur dolu günlerden birinde kıvılcım ateş aldı ve bu meydanda ayaklanma başladı. O zamanlar her köşe başında olmayan karargahlarında ki askerler gelene kadar çoğunluğu rahiplerden oluşan on binlerce Tibetli özgürlük adına meydanı doldurdu.Çatışmalarda 13 rahip öldü. Ayaklanmayı durdurmak aylar sürdü. Ve o gün bugündür artık Tibete izinsiz, sıkı denetimlerden geçmeden, yüksek paralar ödemeden turist alınmıyor. Çünkü Çinliler bu ayaklanmaları kışkırtan ve zemin hazırlayanın batılılar olduğuna inanıyorlar.
Bu konu çok ince ve dikkatli olunması gereken, sözlerin ağızlardan iki kere düşünülerek sarfedilemesi gereken nokta. Dünyada bırakın gezip görenleri artık batının kendi halinde insanları bile ülkelerinin uyguladıkları politikaların dürüstlüğüne, adilliğine inanmıyorlar. Yüzlercesi ile on yıldır yollarda Irak,Afganistan gibi konuları konuştuk. Sonuna kadar politikalarına inanıp savunmaya çalıştılar ama Libya’da olanlardan sonra artık onlarda pes etti. Kaddafi’nin öldürülüş görüntüleri bütün Çin televizyonlarında sansürsüz geçerken Alman arkadaşım Horst vicdanını rahatlatacak yeni bir söylem arayarak ‘ İnsanoğlu kötü yaratık, bütün bunlar petrol için dedi.’
Evet doğru, insanoğlu kötü yaratık.Şempanzeler düşünebiliyor, öğrenebiliyor ama tek şeyi yapamıyorlar, öğrendiklerini öğretemiyorlar. İnsanoğlu binlerce yıldır birbirine olan kinini nesilden nesile aktararak yaşamaya devam ediyor.Ne tibet özgür olsun diyenler temiz, ne Tibet Çindir diyenler.Potala sarayının merdivenlerinde tibetli yaşlı teyzemin kolundan tutup onu yukarıya kadar çıkaran 17-18 yaşlarında ki Çinli kıza teyzemin kırışıklılar arasında kalmış küçücük görünen gözlerinden ışıldayan minnettarlık parıltıları insanların görmesi gereken.
Tapınağın arkasındaki yoldan devam edip Muslim Quarter’a geldim. Akşamüstü meydanda sıcacık pideler el arabalarına konmuş, çöp şişlerin kokusu etrafı sarmış. Tibetli müslümanlarla, tibetli budistler arasında bir sıkıntı yok sonuçta aynı toprağın insanıyız diyen rehberim,” Ama tek sevmediğimiz şey yak eti diye insanlara at, eşek eti satmaları o yüzden dikkat et” diyede ekledi gülümseyerek.15 çöp şiş mideye indi, bir yumurtalı pidede yanında. O kadar yürümeyle yorulup bir de bu kadar yemeği mideye indiren vücut otelde ki yatağa vardığında zaten alışmaya çalıştığı yükseklikle savaşırken bunları yapan sahibine isyan ederek iflas etti. Sabaha kadar baş ağrısı,titreme ancak 3 kat yorganı üst üste atarak dededen kalma terleme yöntemi ile baş edildi.
2. Gün
Sabah geceyi anlattığım rehberim ilk gün yürüyüp yormayacaktın kendini, daha önce söylediğim gibi ilk 24 saat bitene kadarda duş alma dedi. Aslında Bolivya’dan tecrübeliyim bu konularda, “Walk slowly,eat less and sleep alone” demişlerdi. Yavaş yürüdüm, yalnızda uyuyorum ama ahh o şişler varya beni onlar yaktı.
Sabah saat 8’de Potala sarayındayız. Hava buz gibi kapılar saat 8.30’da açılacakmış. Çevreyi dolanıp saat 9’da gelen bakçiye kadar biraz titredik. Sarayı bir saat gezmeye izin veriliyor,günlük gezecek insan sayısı 2300 kişi ile limitlendirildiği içinde acenta sizin için önceden bilet alıyor.
teşekkürler